boşanma davası

BOŞANMA DAVASI VE BOŞANMA SEBEPLERİ

Türk Medeni Kanunu’na göre evlenme ile birlikte aile kavramı ortaya çıkar. Boşanma, evlilik birliğinin sona erdirilmesi ve eşler arasındaki evlilik bağının resmi olarak kopması anlamına gelir. Türkiye’de boşanma, Medeni Kanun ve Aile Hukuku hükümlerine dayanır ve belirli yasal prosedürlere tabidir.

Türkiye’de boşanma süreci, öncelikle boşanma davasının açılmasıyla başlar. Boşanma davası, yetkili Aile Mahkemeleri’ne yapılan bir başvuruyla başlatılır. Dava, boşanma sebeplerini, maddi talepleri ve varsa çocukların velayeti gibi konuları içerir.

Türkiye’de boşanma davasının neticelenebilmesi için geçerli bir evliliğin yapılmış olması ve dava anında da devam ediyor olması gerekmektedir. Türkiye’de boşanma tek taraflı irade beyanıyla gerçekleşmez, ancak hakim kararı ile boşanma gerçekleşebilir.

Boşanma davasını her iki taraf da açabilir. Boşanma taraflardan birinin kusuru ile olabileceği gibi herhangi bir kusur olmaksızın da söz konusu olabilir. Ayrıca, boşanma davası anlaşmalı olabileceği gibi çekişmeli de olabilir.

Türk Medeni Kanunu; VI. Evlilik birliğinin sarsılması, Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?

Genel boşanma sebepleri Türk Medeni Kanun 166/3.maddesinde sayılmıştır;

  • Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması

MK 166/1.maddesinde düzenlenmiş olup bu sebebe dayanılması için evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması, en az eşlerden biri için ortak hayatın sürdürülmesinin beklenemeyecek dereceye ulaşması, davacının veya davalının daha kusurlu olduğu itirazını ileri sürmemiş veya ileri sürmüş olsa bile itirazının kabul edilmemiş olması gerekmektedir.

  • Ortak Hayatın Kurulmaması

MK 166/4.maddesinde yer alan bu boşanma sebebine dayanılması için ise, daha önce herhangi bir boşanma sebebine dayanılarak açılan davanın reddedilmiş olması, boşanma talebinin reddi kararının üzerinden 3 yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın kurulmamış olması, eşlerden birinin dava açmış olması gerekmektedir.

  • Eşlerin Boşanma Hususunda Anlaşmaları

MK 166/3.maddesinde düzenlenen bu boşanma sebebi esasen anlaşmalı boşanma davasını ifade etmektedir. Davanın anlaşmalı boşanma olarak görülebilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, boşanmak için eşlerin birlikte mahkemeye başvurması ya da davayı açan tarafın davasının diğer tarafça kabul edilmesi, hakimin tarafları huzurda dinlemesi, yapılan anlaşmanın hakim tarafından uygun bulunması gerekmektedir.

ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?

Türk Medeni Kanunu 161. İla 165. Maddeleri arasında özel boşanma sebepleri sayılmıştır.

  • Zina

Zinadan bahsedebilmek için bir eşin isteyerek evlilik dışı cinsel münasebette bulunması ve kusurlu olması gerekmektedir. Eşlerden birinin eşcinsel bir münasebet bulunması zina anlamına gelmemekle birlikte, bu durumun varlığında ise haysiyetsiz hayat sürmeye dayanılarak dava açılabilmesi mümkündür.

Zinanın boşanma nedeni sayılabilmesi için eşlerden birinin evlilik dışı cinsel münasebette bulunması yeterlidir. MK 161/2. Fıkrasında hak düşürücü süre düzenlenmiştir. Buna göre, kişi eşinin zinasını 5 yılı içinde ne zaman öğrendiyse, öğrenme anından itibaren 6 ay içinde dava açmak durumundadır, aksi halde dava aşma hakkı sona ermiş olur.

  • Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ya da Onur Kırıcı Davranış

Hayata kast bir kişinin eşini öldürme niyetini bazı fiillerle göstermesidir. Fiilin planlanarak ya da öfkeyle aniden yapılması da önemli değildir. Pek fena muameleye, kişinin eşini dövmesi, vücut bütünlüğüne saldırıda bulunması, cinsel münasebete zorlaması gibi durumlar örnek gösterilebilir. Onur kırıcı davranış ise, sözsel ya da yazı ile veya bir saldırı yoluyla olabilir. Hak düşürücü süre, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde 5 yıl geçmekle dava açma hakkı sona ermektedir.

  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

MK 163.maddesinde düzenlenmiştir.  Maddede her suç değil de, küçük düşürücü olan suçlardan bahsedilmiştir. Örnek verecek olursak, hırsızlık, iflas, ırza geçme gibi suçlardan bahsedebiliriz. Haysiyetsiz hayat sürme ise, evlilik sırasında fiilen devam eden, bir defadan fazla olan haysiyetsiz davranışları ifade etmektedir; alkol bağımlılığı,  kumarbazlık gibi. Bu boşanma sebebi söz konusu olduğunda hak düşürücü süre öngörülmemiştir.

  • Terk

MK 164.maddesinde düzenlenmiştir. Eşlerden birinin ortak konutu terk etmesi, terkinin en az 6 ay sürmüş olması tek eden eşe hakim tarafından ihtarda bulunulması, eşin bu ihtara rağmen dönmemesi gerekmektedir. Hakim ihtarı yapmak için herhangi bir araştırma yapmamaktadır. İhtarın haklı olup olmadığı ise dava sırasında değerlendirilmektedir. Terk sebebiyle davanın açılabilmesi için ihtardan itibaren 2 ayın geçmesi gerekmektedir.

  • Akıl Hastalığı

MK 165.maddede düzenlenmiştir. Buna göre; akıl hastalığının boşanma sebebi sayılabilmesi için akıl hastalığının evlilik sırasında var olması, iyileşmeyeceğinin Sağlık Kurul raporuyla tespit edilmiş olması, akıl hastalığı sebebiyle ortak hayatın çekilmez bir hal alması gerekmektedir.

boşanma avukatı

TÜRKİYE’DE BOŞANMA DAVALARININ İŞLEYİŞİ

Türkiye’de boşanma davaları anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davaları olarak görülebilmektedir.

  • Anlaşma Protokolü ile Anlaşmalı Boşanma

Türk Medeni Kanunu’na göre haklı bir sebebin varlığı halinde boşanma söz konusu olabilir. Ancak evlilik birliği çekilmez bir hal almışsa eşler birlikte karar vererek boşanma protokolü sunmak suretiyle anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Tarafların anlaşmadıkları bir durum söz konusu değilse, protokol konusunda anlaştıkları sabitse, hakim huzurunda bir araya gelerek anlaşmalı boşanmaları mümkündür. Baştan anlaşmalı boşanma protokolü sunup sonradan anlaşılamayan konuların olması durumunda ise dava çekişmeli davaya dönüşmektedir.

  • Boşanma Dilekçesi ile Çekişmeli Boşanma 

Çekişmeli boşanma davası ise anlaşmalı boşanma davasına göre daha uzun sürede neticelenmektedir. Eşlerin boşanma konusunda anlaşamadığı durumlarda kanunda düzenlenen sebeplerden birinin varlığına dayanılarak boşanma dilekçesi ile çekişmeli boşanma davası açılması mümkündür. Çekişmeli boşanma davası da eşlerin sonradan tüm husumetli konularda anlaşmaları durumunda anlaşmalı boşanma davasına dönüşebilir. Tarafların, velayet, nafaka, tazminat gibi tüm hususlarda anlaşmış olması gerekir, aksi halde dava çekişmeli olarak görülmeye devam edecektir.

Türkiye’de boşanma davalarının süreci şu adımlardan oluşur:

  • Başvuru: Dava açmak için yetkili ve görevli mahkemeye boşanma dilekçesi ile başvuru yapılması gerekir.
  • Duruşma Tarihi Belirleme: Mahkeme, boşanma dilekçesini kayda alır ve başvurunun ardından bir duruşma tarihi belirleyerek taraflara bildirir.
  • Duruşma ve İddiaların Sunulması: Duruşma günü geldiğinde, taraflar ve avukatları mahkemede hazır bulunurlar. Taraflar, boşanma taleplerini ve iddialarını sunarlar. Mahkeme, tarafları dinler ve delilleri değerlendirir.
  • Arabuluculuk veya Uzlaşma Girişimleri: Mahkeme, taraflar arasında uzlaşma sağlanması veya arabuluculuk yapılması için girişimlerde bulunabilir. Taraflar arasında anlaşmazlık varsa, mahkeme arabuluculuk veya uzlaşma sürecine yönlendirebilir.
  • Kararın Verilmesi: Duruşmalar ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda mahkeme, boşanma kararını verir. Kararda, boşanma hükmü, mal paylaşımı, nafaka, çocukların velayeti ve diğer maddi talepler gibi konular belirlenebilir.
  • İtiraz Süreci: Mahkeme kararı kesinleştikten sonra, tarafların kararı istinaf etme hakkı bulunur. İstinaf süreci, kararın daha üst bir mahkeme tarafından değerlendirilmesi anlamına gelir.
  • Kararın Kesinleşmesi ve İcra: İtiraz süreci sonunda karar kesinleşir ve boşanma işlemi tamamlanır. Kesinleşen kararın nüfus kaydına işlenmesiyle boşanma resmiyet kazanır. Mal paylaşımı, nafaka veya çocukların velayeti gibi konularda uygulama aşamasına geçilir.

BOŞANMA DAVASI SONUÇLANDIKTAN SONRAKİ SÜREÇ

Mahkeme tarafından Türkiye’de boşanma kararı verilmesi ile boşanma hemen gerçekleşmez. Kararın kesinleşmesi için verilen karara karşı tarafların temyiz veya istinaf süreçlerinin sona ermesi gerekir. Mahkemenin taraflara gerekçeli kararı tebliğ etmesinin ardından verilen süre içerisinde iki taraf da istinaf veya temyiz talebinde bulunmazsa boşanma kararı kesinleşir.

Süreyi beklemek istemeyen taraflar gerekçeli kararı tebliğ almalarının akabinde 2 haftalık süreyi beklemeksizin istinaf veya temyiz haklarından feragat ettiklerine dair dilekçe sunmaları halinde de karar kesinleşir. Kesinleşme şerhinin yazılması ile birlikte Aile Mahkemesi tarafından boşanma kararı ilgili Nüfus Müdürlüğü’ne bildirilir.

Boşanma kararıyla birlikte artık eşlerin birbirine karşı miras hakkı kalmaz. Birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar. Eşlerin boşanma sonrası birbirleri lehine yapmış oldukları ölüme bağlı tasarruflar ise geçerlidir.

Boşanma davası sonuçlandıktan sonra, çiftler arasında çeşitli süreçler ve düzenlemeler gerçekleştirilir. Aşağıda, dava sonrası sürecin ana hatlarıyla açıklanmaktadır:

  • Mal Paylaşımı: Boşanma kararıyla birlikte, çiftler arasında evlilik birliği sırasında edinilen mal varlığının paylaşımı gerçekleştirilir. Bu, taşınır ve taşınmaz malların değerlendirilmesini, bölüşülmesini veya taraflar arasında anlaşma sağlanmasını içerir. Eğer taraflar anlaşmazlık yaşıyorsa, mahkeme tarafından mal paylaşımına ilişkin bir karar verilebilir.
  • Nafaka: Boşanma kararıyla birlikte, ekonomik güçsüzlük yaşayan eşe nafaka ödenmesi söz konusu olabilir. Nafaka, ekonomik desteği sağlamak ve boşanma sonrası yaşam standartlarını korumak amacıyla belirlenir. Nafaka miktarı ve süresi, tarafların gelir durumları, yaşam koşulları ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir.
  • Çocukların Velayeti: Boşanma durumunda, çocukların velayeti üzerinde de karar verilir. Çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek, velayet hakkı anne, baba veya ortak velayet şeklinde düzenlenebilir. Velayet kararında, çocuğun fiziksel, duygusal ve eğitimsel ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapılır.
  • Eşler Arasındaki Anlaşmalar: Boşanma sonrası süreçte, eşler arasında ayrılık sonucunda ortaya çıkan diğer konular da ele alınır. Bunlar arasında eşlerin iletişim ve ziyaret düzenlemeleri, eşlerin soyadı değişikliği talepleri, miras hakkı feragatname veya anlaşması gibi hususlar yer alabilir.
  • Mahkeme Kararının Uygulanması: Boşanma kararı ve beraberindeki düzenlemelerin uygulanması için tarafların kararı mahkemece onaylandıktan sonra, bu kararın uygulanması gerekmektedir. Taraflar, mahkeme kararına uygun şekilde mal paylaşımını gerçekleştirir, nafaka ödemelerini yapar ve çocukların velayetiyle ilgili düzenlemelere riayet ederler.

BOŞANMANIN SON ÇARE OLMA İLKESİ 

Boşanma kararı, çiftler arasında ortaya çıkan uyumsuzluklar ve zorluklar nedeniyle alınır. Boşanmaya neden olan etkenler arasında çiftler arasında süregelen anlaşmazlıklar, iletişim sorunları, sadakatsizlik, şiddet veya farklı hayat hedefleri gibi durumlar yer alabilir. Boşanma; evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte yeni bir aşamaya geçişi ifade eder. Bu süreçte, maddi paylaşım, çocukların velayeti, nafaka ve benzeri konular ele alınır ve adil bir çözüm bulunması amaçlanır.

Önemle belirtilmelidir ki, boşanma her zaman son çare olarak değerlendirilmelidir. İlişkideki sorunların çözümü ve evlilik birliğinin sürdürülmesi için alternatif yöntemler, örneğin uzlaşma veya terapi gibi çözümler dava açmadan önce denenebilir. Ancak bazı durumlarda, boşanma tarafların daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için en uygun seçenek olabilir.

Boşanmanın son çare ilkesi, hukuki açıdan da önem taşır. Hukuk sistemleri genellikle çiftlerin boşanma taleplerini ele alırken, evlilik birliğinin sürdürülmesini ve sorunların çözülmesini teşvik eder. Bu nedenle, boşanma davalarında çiftlerin öncelikle evliliklerini kurtarma girişimlerinde bulunmaları, danışmanlık veya arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarını denemeleri beklenir.

Boşanmanın son çare ilkesi, mahkemelerin çiftlerin sorunlarını çözmede yardımcı olma, çocukların çıkarlarını koruma ve aile birliğinin bütünlüğünü gözetme yükümlülüğünü de vurgular. Ancak, bazı durumlarda evlilik tamir edilemez hale gelebilir ve bu durumda mahkemeler, tarafların haklarını ve çocukların çıkarlarını gözeterek boşanma kararları verir. Hukuki çerçevede boşanmanın son çare ilkesi, evlilikteki sorunların çözümünde diğer alternatiflerin değerlendirilmesini ve boşanmanın sadece son çare olarak düşünülmesini önerir.

boşanma kararının tanınması

BOŞANMA KARARININ TANIMA VE TENFİZİ

Boşanma yurt dışında gerçekleşti ise, Türkiye’de boşanma kararının tanınması ve geçerli olması için Tanıma ve Tenfiz davası açılması gerekmektedir. Boşanma kararının tanınması daha öncesinde açılmış bir davada talep üzerine de alınabilir. Tanıma için karar alınabileceği gibi, tazminat, nafaka gibi hükümleri de içeriyorsa de tenfiz kararı alınması gerekmektedir.

Tanıma ve tenfizde MÖHUK 50.maddesindeki şartların varlığına bakılır. Yani, boşanma kararının tanınması ve tenfizin talebinde Mahkeme esasa girmez. Yabancı bir mahkeme kararının mevcut olmasına, kararın alındığı devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bir karar olmasına, hukuk davasına ilişkin olmasına öncelikle bakılır.

Türkiye’de boşanma kararının tanınması ve tenfizi için karşılıklılık aranmakta ve verilen karar kamu düzenine aykırı olmamalıdır. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. İşbu davanın sonuçlanması yurtdışı tebligatlarının yapılabilmesi zorunluluğundan ötürü meşakkatli ve zaman alan bir süreçtir, bu nedenle vakit kaybı yaşanmaması adına ilgili davanın bir avukat yardımıyla yürütülmesi faydalıdır.

Boşanma kararının tanınması ve tenfizi, bir ülkede verilen boşanma kararının başka bir ülkede de geçerli olması için gereken hukuki işlemleri ifade eder. Türkiye’de, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için aşağıdaki adımlar izlenir:

  • Başvuru: Boşanma kararının tanınması ve tenfizi için yetkili ve görevli mahkemeye başvuru yapılması gerekmektedir.
  • Belgelerin Sunulması: Başvuruda, yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı sureti, tercümesi, yeminli tercüman tarafından yapılan çeviri belgeleri gibi gerekli belgelerin sunulması gerekmektedir. Ayrıca, gerektiğinde kararın geçerliliğini destekleyici ek deliller (boşanma dilekçesi, ara karar evrakları vb.) de sunulabilir.
  • Delillerin İncelenmesi: Mahkeme, başvuru ve sunulan belgeleri inceler, kararın uygunluk ve geçerlilik şartlarını değerlendirir. Gerekli durumlarda ek deliller talep edilebilir veya tanık ifadeleri alınabilir.
  • Türk Aile Hukuku ve Örf ve Adetlere Uygunluk: Mahkeme, yabancı mahkeme kararını değerlendirirken, Türk Aile Hukuku ve Türk örf ve adetlerine uygun olup olmadığını da dikkate alır. Kararın Türk Aile Hukuku’na ve örf ve adetlere aykırı olmaması gerekmektedir.
  • Kararın Verilmesi: Mahkeme, yabancı mahkeme boşanma kararının tanınması ve tenfizi konusunda karar verir. Kararda, boşanmanın Türkiye’de de geçerli olduğu tespit edilirse, kararın tanınması ve tenfizi gerçekleştirilir.
  • Tanıma ve Tenfiz İşlemleri: Mahkeme tarafından verilen kararın nüfus kaydına işlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, mal paylaşımı, nafaka veya çocukların velayeti gibi konuların uygulanması için gerekli işlemler de gerçekleştirilir.

BOŞANMA SÜRECİNDE BOŞANMA AVUKATININ HUKUKİ DESTEĞİNİN ÖNEMİ

Boşanma davalarında avukatın önemi büyüktür. Boşanma süreci karmaşık ve duygusal bir süreç olabilir ve birçok hukuki ayrıntı içerir. Boşanma avukatı, bu süreçte taraflara hukuki destek sağlar ve çeşitli açılardan yardımcı olur.

Boşanma avukatı, tarafların haklarını korumak için hukuki stratejiler geliştirir ve adil bir boşanma anlaşmasının mümkün olduğunu sağlamak için mücadele eder. Bu anlaşma mali konuları, mal paylaşımını, çocuk velayetini ve diğer önemli konuları kapsayabilir. Boşanma avukatı, müvekkillerinin haklarını ve çıkarlarını mahkemede temsil ederken, aynı zamanda duygusal olarak zor bir dönemde olan taraflara destek ve rehberlik sağlarlar.

Boşanma avukatı, hukuki süreci takip eder, gerekli belgeleri hazırlar, mahkemelerde sunum yapar ve müvekkillerini adil bir şekilde temsil ederler. Ayrıca, taraflar arasında müzakerelerin yapılmasında arabuluculuk yapabilir veya alternatif çözüm yollarını önererek uzlaşma sağlanmasına yardımcı olabilirler.

Boşanma avukatının deneyimi ve uzmanlığı, müvekkillerin lehine sonuçlar elde etmede önemli bir etkendir. Hukuki süreçte hata yapma veya eksikliklerin olması, tarafların haklarının korunmasını veya adil bir anlaşmanın sağlanmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle, boşanma davalarında avukatın işbirliği ve profesyonel rehberlik sağlaması, tarafların en iyi çıkarlarını korumak ve adil bir çözüme ulaşmak için hayati öneme sahiptir.

Sonuç olarak, boşanma davalarında boşanma avukatı, hukuki bilgi ve deneyimleriyle taraflara rehberlik eder, haklarını korur ve adil bir çözüm elde etmelerine yardımcı olur. Boşanma sürecindeki stres ve belirsizlikle başa çıkmak için bir avukatın profesyonel yardımı büyük önem taşır.

Boşanma sürecindeki nafaka ve maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında ayrıntılı bilgi için Boşanmanın Maddi Sonuçları sayfamızı buradan inceleyebilirsiniz.

Diğer faaliyet alanlarımızı buradan inceleyebilir ve hukuki destek talepleriniz için info@cbhukuk.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

YASAL UYARI: Web sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Orbay Çokgör’e aittir ve tüm makaleler elektronik imzalı zaman damgalı olarak hak sahipliğinin tescil edilmesi amacıyla yayınlanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin, kaynak link vermeden kopyalanarak veya özetlenerek başka web sitelerinde yayınlanması durumunda, hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.