çocuğun velayeti

VELAYET KAVRAMI VE TÜRKİYE’DE VELAYET SÜRECİ

Türkiye’de velayet, çocuğun bakımı ve eğitimiyle ilgili sorumlulukların nasıl paylaşılacağına dair kararları içeren bir hukuki kavramdır. Velayet konusu, boşanma, ayrılık veya ebeveynler arasındaki anlaşmazlıklar gibi durumlarda ortaya çıkar.

Türkiye’de velayet konusunda karar verme süreci genellikle şu adımları içerir:

  • Anlaşmalı Velayet: Ebeveynler, boşanma veya ayrılık sürecinde çocuğun velayeti konusunda anlaşmaya varabilirler. Anlaşmalı velayet durumunda, ebeveynler çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer önemli konularda ortak kararlar alır. Bu anlaşma mahkeme tarafından onaylanır ve hukuki bir belgeye dönüşür.
  • Dava Yoluyla Velayet: Ebeveynler anlaşmaya varamazlarsa veya anlaşmalı velayet çocuğun çıkarlarını korumak için uygun görülmezse, velayet konusunda dava açılabilir. Mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek velayetin hangi ebeveynde olacağına karar verir.

MÜŞTEREK ÇOCUĞUN VELAYETİ NASIL BELİRLENİR?

Çocuğun velayeti, Türk Medeni Kanunu’nun 335-351 inci maddeleri uyarınca, ebeveynlerden biri ya da her ikisi tarafından talep edilebilir. Velayet, çocuğun sağlığı, eğitimi, korunması, bakımı ve diğer çıkarları ile ilgili kararları alma hakkını içerir. Ebeveynlerin her ikisi de müşterek çocuklarının velayetini talep edebilir. Eğer taraflar velayet konusunda anlaşmışlarsa hakim kamu yararını gözeterek tarafların kararını uygular.

Eğer taraflar velayet konusunda anlaşamamışlarsa hakim çocuğun üstün yararını gözeterek tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve çocuğun yaşı, ihtiyaçları gibi özel durumları değerlendirerek  çocuğun velayeti hakkında bir karara varır. Bu durumda, velayetin belirlenmesine ilişkin bazı kriterler göz önünde bulundurulur ve değerlendirmenin yapılması için sosyal hizmet görevlilerinden ve pedagoglardan rapor alınır.

Mahkeme, velayet konusunda karar verirken çocuğun sağlık, eğitim, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına, ebeveynlerin mali durumlarına, ebeveynlerin çocuğa bakabilme ve ilgilenme yeteneklerine, ebeveynlerin iletişim ve işbirliği becerilerine ve diğer ilgili faktörlere dikkat eder. Mahkeme, çocuğun velayetini tek bir ebeveynde veya ebeveynler arasında paylaştırabilir.

Velayet konusunda alınan mahkeme kararları bağlayıcıdır ve tarafların bu kararlara uymaları gerekmektedir. Ancak, çocuğun çıkarlarına ilişkin değişiklikler veya olağanüstü durumlar, mahkemeye başvurularak velayet düzenlemesinde değişiklik talep edilebilir.

Türk Medeni Kanunu; Madde 335- Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

TÜRKİYE’DE VELAYET DAVASI NASIL AÇILIR?

Türkiye’de velayet davası, ebeveynler arasında çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer önemli konularda sorumlulukların nasıl paylaşılacağına dair kararın mahkeme tarafından verildiği bir hukuki süreçtir. Velayet davası nasıl açılır? Boşanma, ayrılık veya ebeveynler arasındaki anlaşmazlıklar sonucunda açılabilir.

Velayet davası, Türkiye’de Aile Mahkemeleri görülür. Davayı açan taraf genellikle çocuğun velayetini talep eden ebeveyn olur. Mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek velayetin hangi ebeveynde olacağına karar verir.

Velayet davası nasıl açılır süreci aşağıdaki adımları içerir:

  • Dava Dilekçesi: Velayet davasının başlatılması için dava dilekçesi hazırlanır ve ilgili mahkemeye sunulur. Dilekçede, dava konusu, tarafların kimlik bilgileri, çocuğun durumu ve velayetin neden değiştirilmesi gerektiği gibi bilgiler yer alır.
  • Duruşma: Mahkeme, davayı incelemek ve tarafların argümanlarını dinlemek üzere duruşma tarihini belirler. Taraflar ve avukatları duruşmada delilleri sunar, tanıkları dinletir ve argümanlarını sunarlar. Mahkeme, çocuğun çıkarlarını gözeterek kararını verir.
  • Karar: Mahkeme, velayet davasını inceledikten sonra kararını açıklar. Kararda, velayetin hangi ebeveynde olacağı, çocuğun diğer ebeveynle ilişkisi, velayetin kullanımına ilişkin koşullar ve diğer önemli konular belirtilir. Karar taraflara tebliğ edilir ve tarafların bu karara uyması gerekmektedir.

Velayet davalarında mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını gözetir. Bu nedenle, mahkeme çocuğun sağlık, eğitim, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına, ebeveynlerin bakabilme ve ilgilenme yeteneklerine, iletişim becerilerine ve diğer faktörlere dikkat eder.

Velayet davaları, her durumda farklılık gösterebilir ve süreç daha karmaşık olabilir. Bu nedenle, velayet davasıyla ilgili doğru bilgi ve danışmanlık almak için bir aile hukuku avukatına başvurmanız önemlidir.

velayet davası nasıl açılır

ORTAK VELAYETE KARAR VERİLEBİLİR Mİ?

Ortak velayet; Türk Medeni Kanununda düzenlenmemiştir. Türk hukukuna yeni giren bir kavramdır. Mahkemeler ortak velayet talebini değerlendirirken içtihatları ve teamülü uygular.

Müşterek velayet, Türk Medeni Kanununda belirtilen bazı şartlar doğrultusunda verilir. Bu şartlar şunlardır:

  • Ebeveynlerin her ikisi de ortak velayet için talepte bulunmalıdır.
  • Velayetin müşterek olarak verilmesi, çocuğun çıkarına uygun olmalıdır.
  • Ebeveynlerin birbirleriyle iyi ilişkileri olmalıdır.
  • Ebeveynlerin müşterek velayet konusunda anlaşması gerekmektedir.
  • Ebeveynlerin her ikisi de çocuğun bakımı, eğitimi, sağlığı ve diğer ihtiyaçlarına ilişkin kararları almak için uygun nitelikte olmalıdır.

VELAYETTE OLAN ÇOCUĞU YURTDIŞINA ÇIKARMA İZNİ GEREKLİ MİDİR?

Velayet hakkına sahip ebeveyn müşterek çocuğu karşı tarafın izni olmadan yurtdışına çıkarabilir. Mahkemeden velayetinde olan çocuğu yurtdışına çıkarma izni almasına gerek yoktur. Ancak önemle belirtmek gerekir ki karşı tarafın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı engellenmemelidir. Çocuk yurtdışına çıkarılsa bile mahkeme tarafından belirlenen görüş günlerine uyulması gerekir. Aksi halde kişisel görüş hakkı ihlal edilen taraf Türkiye’nin de taraf olduğu 1980 tarihli Lahey Çocuk Kaçırma Sözleşmesi gereğince çocuğun iadesini talep edebilir.

Ortak velayet hakkı olan ebeveyn ise çocuğu yurtdışına götürmesi için diğer ebeveynin iznini alması gereklidir.  Karşı taraf çocuğun yurtdışına çıkışı konusunda izin vermemesi durumunda, Türk Medeni Kanunu gereği mahkemeye başvurulabilir. Mahkeme, çocuğun çıkarına uygun olacak şekilde karar verir. Ayrıca, ebeveynlerden biri çocuğu yurtdışına çıkaracaksa, diğer ebeveynin izni alınmalıdır.

Eğer çocuk ebeveynlerinden biri tarafından karşı tarafın velayet ya da görüş hakkını ihlal edecek biçimde yurtdışına götürülür veya mutad meskeni değiştirilirse çocuğun iadesi talep edilebilir. Bu konu hakkında ayrıntılı bilgiyi Çocuğun İadesi sayfamızdan edinebilirsiniz.

VELAYETE İLİŞKİN YABANCI MAHKEME KARARLARININ TÜRKİYE’DE TANINMASI VE TENFİZİ

Türkiye’de velayet kararının tenfizi, velayetin bir mahkeme veya yetkili makam tarafından başka bir ülkede verilen bir kararın Türkiye’de geçerli hale getirilmesi anlamına gelir. Bu süreç, Türkiye’de yaşayan bir çocuğun velayetiyle ilgili bir mahkeme kararının yabancı bir ülkede verilmiş olması durumunda gerekebilir.

Velayet kararının Türkiye’de tenfizi için izlenecek adımlar aşağıdaki gibi olabilir:

  • Velayet kararının doğruluğunu ve geçerliliğini tespit edin: İlk adım, velayet kararının geçerli olduğunu doğrulamaktır. Bu, kararın yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş ve geçerli olduğunu doğrulamak anlamına gelir. Kararın tercüme edilmesi gerekebilir.
  • Tenfiz talebi dilekçesi hazırlayın: Tenfiz işlemi için, Türkiye’de yetkili bir mahkemeye başvurmanız gerekmektedir. Tenfiz talebi dilekçesini, velayet kararının bir kopyası ve diğer gerekli belgelerle birlikte hazırlamanız gerekmektedir.
  • Mahkemeye başvurun: Tenfiz talebi dilekçesini, ilgili mahkemeye sunmanız gerekmektedir. Dilekçeyi verirken, gerekli başvuru ücretleri ödenmelidir.
  • Mahkeme sürecini takip edin: Mahkeme, tenfiz talebinizi inceleyecek ve tarafların duruşmalara katılmasını isteyebilir. Bu süreçte, mahkeme gerekli gördüğü kanıtları ve belgeleri talep edebilir.
  • Mahkeme kararı: Mahkeme, velayet kararının Türkiye’de geçerli olmasına karar verirse, tenfiz kararı verir. Tenfiz kararıyla birlikte, velayet kararı Türkiye’de yürürlüğe girmiş olur.

Tenfiz süreci, karşı tarafın itiraz etmesi durumunda daha karmaşık hale gelebilir. Mahkeme, tarafların argümanlarını değerlendirecek ve kararını buna göre verecektir.

Velayet kararının Türkiye’de tenfizi hukuki bir süreçtir ve danışmanlık almanız veya bir avukattan destek almanız faydalı olabilir. Her durum farklı olabileceğinden, en doğru bilgi ve yol gösterme için yerel hukuk kurallarını ve uzmanları takip etmeniz önemlidir.

MAHKEMENİN VELAYET KARARINA UYULMAMASININ SONUÇLARI

Türkiye’de velayet kararına uymayan taraf, yani çocuğun velayet hakkını elinde bulunduran ebeveyn veya velayeti verilen taraf, hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Velayet kararına uymayan tarafın başına gelebilecek bazı hukuki yaptırımlar şunlardır:

  • Hapis cezası: Türk Ceza Kanunu’na göre, velayet kararına uymayan kişi hapis cezasıyla cezalandırılabilir. Bu maddeye göre, velayet hakkını kötüye kullanan veya ihlal eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
  • Çocuğun velayetinin geri alınması: Velayet kararına uymayan taraf, çocuğun velayetini elinde bulunduran tarafa çocuğu geri vermediği takdirde, mahkeme çocuğun geri alınmasına karar verebilir. Bu durumda, çocuğun velayetini elinde bulunduran taraf, çocuğu geri almak için gerekli hukuki yollara başvurabilir.
  • Tedbir kararları: Mahkeme, velayet kararına uymayan tarafı cezai yaptırımlarla birlikte tedbir kararlarına da tabi tutabilir. Bu tedbir kararları arasında, velayetin geçici olarak değiştirilmesi, çocuğun zorla geri alınması için gerekli önlemlerin alınması, çocuğun korunmasına ilişkin tedbirlerin uygulanması gibi durumlar yer alabilir.

Bu yaptırımların uygulanması ve hangi yaptırımın kullanılacağı, velayet davasını gören mahkemenin takdirine bağlıdır. Ayrıca, velayet kararına uymayan tarafın durumuna ve ihlalin niteliğine göre ceza miktarı veya yaptırımlar değişebilir. Bu nedenle, ilgili kişilerin bir avukata danışmaları ve hukuki süreçte gereken adımları atmaları önemlidir.

ortak velayet

KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA VE ZİYARET HAKKI

Aile yapısının değişmesiyle birlikte, boşanma veya ayrılık gibi durumlarda çocukların ebeveynleriyle ilişkileri de etkilenir. Ancak, çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli olan bir haktır kişisel ilişki kurma hakkı. Bu hak, ebeveynlerin çocuklarıyla düzenli ve sürekli bir şekilde iletişim kurma, onları ziyaret etme ve ilişkilerini sürdürme hakkını ifade eder.

Türkiye’de kişisel ilişki kurma hakkı, Medeni Kanun ve Aile Mahkemeleri Kanunu gibi yasal düzenlemelerle korunmaktadır. Bu hak, genellikle boşanma veya ayrılık sonrasında çocuğun velayetini elinde bulunduran ebeveynin diğer ebeveynin ilişki kurma taleplerine karşı çocuğun en iyi çıkarlarına göre değerlendirilir ve mahkeme kararıyla belirlenir.

Kişisel ilişki kurma hakkı, çocuğun duygusal, sosyal ve psikolojik gelişimi için büyük önem taşır. Ebeveynlerin çocuklarıyla düzenli iletişim ve ziyaretlerle bağlarını sürdürmeleri, çocuğun sağlıklı bir şekilde yetişmesini destekler ve onların hayatında güvenli ve sevgi dolu bir ortamın oluşmasına katkı sağlar.

Mahkeme kararıyla verilen kişisel ilişki kurma hakkı, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve özel ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Ebeveynler arasında işbirliği ve esneklik, çocuğun kişisel ilişki kurma hakkının etkili bir şekilde kullanılmasını sağlar. Bu işbirliği ve esneklik, ebeveynler arasındaki iletişimi ve çocuğun çift taraflı bağlarını güçlendirir.

Mahkeme kararı, kişisel ilişki kurma hakkının çeşitli yönlerini belirleyebilir. Bu kararlar, çocuğun hangi günlerde ve saatlerde diğer ebeveynle bir araya geleceğini, iletişim yöntemlerini (telefon, mektup, video görüşme gibi) ve ziyaret sürelerini içerebilir. Ayrıca, ebeveynler arasında anlaşmazlık durumunda, mahkeme tarafından atanacak bir aile danışmanı veya uzmanın da yardımıyla düzenlemeler yapılabilir.

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ VE SÜRECİ

Türkiye’de velayet, çocuğun korunması ve yetiştirilmesi ile ilgili hak ve sorumlulukları düzenleyen bir kavramdır. Velayet, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) yer alan hükümlerle düzenlenmiştir. Velayet hakkı, çocuğun ana ve babasına veya velayeti talep eden diğer kişilere ait olabilir.

Velayetin değiştirilmesi süreci, mevcut velayetin değiştirilmesi veya velayetin başka bir kişiye devredilmesi anlamına gelir. Velayetin değiştirilmesi için mahkemeye başvurmanız gerekmektedir. Aşağıda, velayetin değiştirilmesi sürecinde izlenmesi gereken adımlar hakkında genel bilgiler bulunmaktadır:

  • Başvuru: Velayetin değiştirilmesi için mahkemeye başvurmanız gerekmektedir. Bu başvuruyu, çocuğun mevcut velayet hakkına sahip olan kişi veya velayeti talep eden başka bir kişi yapabilir. Başvurunun hangi mahkemeye yapılacağı, çocuğun yerleşim yeri veya velayet davasının açıldığı yer mahkemesi tarafından belirlenir.
  • Delillerin sunulması: Velayetin değiştirilmesi için başvuran kişi, mahkemeye sebep göstererek ve deliller sunarak talebini desteklemelidir. Bu deliller, çocuğun menfaatleriyle ilgili olabilir ve çocuğun en iyi çıkarlarını gözetmeyi amaçlamalıdır. Deliller arasında şahit ifadeleri, uzman görüşleri veya çocuğun sağlık, eğitim ve refahına ilişkin belgeler bulunabilir.
  • Çocuğun görüşü: Eğer çocuk belli bir olgunluğa erişmişse, mahkeme genellikle çocuğun da görüşünü alır. Bu görüş, çocuğun yaşına ve olgunluğuna göre değerlendirilir, ancak çocuğun çıkarları gözetilmektedir.
  • Tarafların anlaşması: Velayetin değiştirilmesi sürecinde taraflar arasında anlaşma sağlanması durumunda, mahkeme bu anlaşmayı göz önünde bulundurabilir. Ancak, çocuğun çıkarları her zaman öncelikli olarak değerlendirilir ve mahkeme, anlaşmanın çocuğun en iyi çıkarlarına uygun olup olmadığına karar verebilir.
  • Duruşma: Velayetin değiştirilmesi davası genellikle duruşma süreciyle sonuçlanır. Mahkeme, tarafların argümanlarını dinler, delilleri inceler ve çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek kararını verir. Duruşma sırasında taraflar, avukatları aracılığıyla savunmalarını yapabilir ve delilleri sunabilirler.
  • Mahkeme kararı: Mahkeme, velayetin değiştirilmesine ilişkin bir karar verir. Karar, çocuğun en iyi çıkarlarını gözetirken, TMK ve diğer ilgili yasal hükümlere uygun olmalıdır. Mahkeme, velayetin tamamen değiştirilmesini, ortak velayet veya tek taraflı velayet gibi farklı düzenlemeleri kararlaştırabilir.

ÇOCUĞUN VELAYETİNİN BELİRLENMESİNDE VE ORTAK VELAYETTE AVUKAT DESTEĞI

Ortak velayet konusu, aile hukukunun en hassas ve karmaşık konularından biridir. Bu nedenle, müşterek velayet talep eden ebeveynlerin, avukat desteği alması oldukça önemlidir. Ortak velayette avukat desteği, ebeveynlerin haklarını korumalarına ve velayet konusunda daha bilinçli kararlar almalarına yardımcı olur.

Avukatların müşterek velayet talebiyle ilgili olarak yapacakları ilk şey, ebeveynlerin haklarına ilişkin bir analiz yapmaktır. Bu analiz, velayetin belirlenmesinde dikkate alınacak faktörlerin belirlenmesi ile başlar. Avukatlar, ebeveynlerin ilişkisi, çocuğun yaşam koşulları, eğitim, sağlık ve diğer ihtiyaçlarına ilişkin konuları ele alarak, müşterek velayetin çocuğun çıkarına uygun olup olmadığını belirlemeye çalışırlar.

Avukatlar, müşterek velayet talep eden ebeveynleri, yasal prosedürler ve gereklilikler konusunda bilgilendirir. Ayrıca, müşterek velayetin belirlenmesi sürecinde, ebeveynlerin karşılaşabileceği olası sorunlar hakkında da bilgi verirler. Böylece, müşterek velayet sürecinde ebeveynler, haklarını koruma konusunda daha bilinçli ve güçlü bir duruş sergileyebilirler.

Avukatlar ayrıca, müşterek velayet talebinin reddedilmesi durumunda, ebeveynlerin haklarını savunarak, gerekli yasal süreçleri başlatırlar. Ebeveynlerin, velayet konusunda karşılaşacakları zorlukları aşmalarına yardımcı olmak için, avukatlar, müzakere ve arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarını da önerirler.

Sonuç olarak, ortak velayet konusu, aile hukuku açısından oldukça hassas bir konudur ve avukat desteği almaya ihtiyaç duyulabilir. Bu nedenle, müşterek velayet talep eden ebeveynlerin, haklarını korumak ve süreci daha bilinçli bir şekilde yönetmek için, deneyimli bir aile hukuku avukatından destek almaları önerilir.

Diğer faaliyet alanlarımızı buradan inceleyebilir ve hukuki destek talepleriniz için info@cbhukuk.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

YASAL UYARI: Web sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Orbay Çokgör’e aittir ve tüm makaleler elektronik imzalı zaman damgalı olarak hak sahipliğinin tescil edilmesi amacıyla yayınlanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin, kaynak link vermeden kopyalanarak veya özetlenerek başka web sitelerinde yayınlanması durumunda, hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

keyboard_arrow_up