çocuk nafakası

ÇOCUK NAFAKASI: TÜRKİYE’DE HUKUKİ SÜREÇ VE UYGULAMA

İştirak nafakası kavramı hukuki bir terim olup; iştirak nafakası olarak bilinen çocuk nafakası , Türk Medeni Kanunu’na göre çocuğun bakım ve eğitim masraflarını karşılamak amacıyla bir ebeveynin diğer ebeveynine ödediği mali destektir. Boşanma veya ayrılık durumunda çocuğun yaşamını sürdürebilmesi ve en iyi çıkarlarının korunması için düzenlenen bir hukuki düzenlemedir. İştirak nafakası, çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanmasını ve yaşam standardının sürdürülmesini amaçlar. Türkiye’de velayete ilişkin düzenlemeler için Müşterek Çocuğun Velayeti sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 327. maddesi ve diğer ilgili maddeler gereğince, ortak çocukların bakım, eğitim ve korunması için gerekli masraflar anne ve babanın sorumluluğundadır. İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık davasının sonucunda, çocuğun giderlerine katılmak amacıyla, çocuğun velayetini almayan eş tarafından velayet sahibi eşe ödenen nafaka türüdür. Bu nafaka, velayeti almayan eşin de çocuğun sağlık, eğitim, barınma, giyim gibi ihtiyaçlarına mali gücü oranında katkıda bulunmasını sağlar.

İştirak nafakasının temel amacı, çocuğun maddi gereksinimlerini karşılamak ve ailenin bir arada olduğu dönemdeki yaşam standardını korumaktır. Bu şekilde, çocuğun üstün yararı gözetilerek, boşanma veya ayrılık sürecinin olumsuz etkilerinin asgariye indirilmesi hedeflenir. Zira, iştirak nafakası, çocuğun üstün yararını ilgilendiren bir konu olduğundan kamu düzeni ile yakından ilgilidir.

Boşanma veya ayrılık davası sırasında, mahkeme çocuklar için tedbir nafakasına hükmetmişse, bu nafaka, boşanmanın kesinleşmesiyle birlikte iştirak nafakasına dönüştürülebilir. Ancak, çocuğun üstün yararı ön planda olsa da, iştirak nafakasının belirlenmesinde hakimin taleple bağlı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Türk Medeni Kanunu Madde 329- Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.

KİMLER İŞTİREK NAFAKASI TALEBİNDE BULUNABİLİR?

İştirak nafakası, çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla talep edilebilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka, çocuğa fiilen bakmakla yükümlü olan velayet sahibi tarafından talep edilebilir. Ayrıca, ayırt etme gücüne sahip çocuklar ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin kayyımı veya vasisi de iştirak nafakası talebinde bulunabilir.

Evlilik dışı doğan çocuklar için de iştirak nafakası yükümlülüğü geçerlidir. Bu durumda, çocuğun velayeti kendisinde olmayan taraf, çocuğun eğitim, sağlık ve diğer giderlerine katılmak zorundadır. Gerekli koşullar sağlandığında, velayet hakkına sahip olan kişi bu nafakayı talep edebilir. Aynı şekilde, boşanma davasının sona ermesi ve bu kararın kesinleşmesinden sonra doğan çocuklar için de ayrı bir dava açılarak iştirak nafakası talep edilebilir.

ÇOCUK NAFAKASI ŞARTLARI NELERDİR?

Çocuk nafakası talebinde bulunabilmek için gereken bazı temel şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar şunlardır:

  1. Boşanma veya ayrılık durumu: Çocuk nafakası talebi, boşanma ya da ayrılık sürecinde gündeme gelir. Bu süreçte çocuğun hangi ebeveynle kalacağı ve diğer ebeveynin nafaka ödeme yükümlülüğü kararlaştırılır.
  2. Çocuğun bakıma muhtaç olması: Nafaka talep edilebilmesi için çocuğun fiziksel, eğitimsel ve sağlık bakımından ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği kabul edilir. Çocuğun yaşına, sağlık durumuna ve eğitim giderlerine göre bu ihtiyaçlar değerlendirilir.
  3. Maddi durumun değerlendirilmesi: Nafaka talep eden ebeveynin maddi durumu göz önünde bulundurulur. Gelir düzeyi, çalışma durumu ve mevcut mali kaynakları dikkate alınır. Aynı zamanda diğer ebeveynin mali gücü ve nafaka ödeme kapasitesi de değerlendirilir.
  4. Çocuğun üstün yararı: Çocuk nafakası, çocuğun üstün yararını ilgilendiren ve kamu düzenine ilişkin bir müessese olarak kabul edilmektedir. Çocuğun üstün yararı ilkesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında güvence altına alınmıştır. Bu maddeye göre, çocukları ilgilendiren tüm işlemlerde (mahkemeler, idari makamlar, yasama organları vb.) çocuğun yararı öncelikli olarak gözetilmelidir.

Bu şartlar ışığında, mahkeme çocuğun menfaatlerini gözeterek çocuk nafakasına karar verir.

iştirak nafakası

İŞTİRAK NAFAKASI NASIL TALEP EDİLİR?

İştirak nafakası, boşanma davası, babalık davası gibi davalar sırasında talep edilebildiği gibi, çocuğun ergin olduğu ana kadar ayrıca açılacak bir nafaka davası ile de istenebilir. Bu nafaka türü, çocuğun bakım ve ihtiyaçlarını karşılama amacını güttüğü için kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, iştirak nafakası için herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı bulunmamaktadır.

Örneğin, yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde talep edilmelidir. Ancak iştirak nafakası, çocuğun üstün yararı ve kamu düzeni esas alınarak, çocuk ergin olana dek her zaman talep edilebilir.

Pratikte, boşanma davasıyla birlikte iştirak nafakası talep edilmekte ve yargılama süresince mahkemeden tedbir nafakasına karar verilmesi istenmektedir. Bu sayede, dava sonuçlanana ve boşanma ile ilgili nihai karar kesinleşene kadar tedbir nafakası ile çocuğun bakım masrafları karşılanabilmektedir.

a) İştirak Nafakasının Boşanma Davasında Talep Edilmesi

İştirak nafakası, hem çekişmeli hem de anlaşmalı boşanma davalarında talep edilebilmektedir. Ancak bu iki dava türünde nafaka talebi ve nafakanın hükme bağlanması sürecinde bazı farklılıklar bulunmaktadır.

a.1) Çekişmeli Boşanma Davasında İştirak Nafakası

Çekişmeli boşanma davalarında, iştirak nafakası çocuğun velayetini kazanan eş lehine hükme bağlanır. Bu nedenle, iştirak nafakası talebinde bulunan taraf, aynı zamanda müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini de talep etmiş olmalı ve velayete hak kazanmış olmalıdır. Çünkü çocuk nafakasının amacı, velayet hakkı verilmeyen ebeveynin de çocuğun bakım ve giderlerine gelirine göre katılımını sağlamaktır.

Bu davalarda nafaka miktarı, hakimin değerlendirmesi sonucu belirlenir. Hakim, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı, eğitim, bakım ve diğer ihtiyaçlarını göz önüne alarak nafaka miktarını karara bağlar. Dolayısıyla her olay kendi özel koşullarına göre değerlendirilir.

Çekişmeli boşanma dava dilekçesinde taraflar, yargılama boyunca müşterek çocuğun geçici velayetinin kendilerine verilmesini ve çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi uyarınca tedbir nafakasına karar verilmesini talep edebilirler. Boşanma kararıyla birlikte velayetin kendilerine verilmesi durumunda iştirak nafakasına da hükmedilmesi istenebilir. Bu şekilde, hem boşanma süresince hem de boşanma sonrasında çocuğun mali ihtiyaçları güvence altına alınmış olur.

Ancak taraflar, dava dilekçelerinde talep edilen iştirak nafakası miktarını, çekişmeli boşanmanın yıllar sürebileceği ve enflasyon koşullarını da dikkate alarak talep etmelidirler.

a.2) Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası

Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, boşanmanın ferileri olan velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konular üzerinde serbestçe anlaşma hakkına sahiptirler. Bu hususlarda mutabakata varan taraflar, bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyerek mahkemeye sunarlar. Hakim, bu protokolü inceleyerek gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir veya protokoldeki anlaşmaya uygun şekilde hüküm kurabilir.

Anlaşmalı boşanma davalarında iştirak nafakası, tarafların iradeleri doğrultusunda karara bağlanır. Ancak iştirak nafakasının kamu düzenini ve çocuğun üstün yararını ilgilendirmesi nedeniyle, hakim bu konuda bir düzenleme yapabilir ve bunu tarafların onayına sunabilir. Örneğin, taraflar protokole iştirak nafakasını eklememişse, hakim belirli bir nafaka miktarını protokole eklemeyi önerebilir. Taraflar bu değişikliği kabul etmezse, anlaşmalı boşanma davası reddedilebilir.

Bu durum, iştirak nafakasının kamu düzenine ilişkin önemini vurgulamakta ve çocuğun haklarının korunmasına yönelik bir güvence sağlamaktadır.

b) İştirak Nafakasının Boşanmadan Sonra Talep Edilmesi

Çocuk nafakası, boşanma davası sırasında hükmedilmemiş olsa bile, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da talep edilebilir. Yoksulluk nafakasından farklı olarak, iştirak nafakasında zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Çocuğun 18 yaşını doldurana kadar, her zaman iştirak nafakası talep edilebilir. Çünkü iştirak nafakası, kamu düzenini ilgilendiren bir konudur.

Ancak çocuğun 18 yaşını doldurmasından sonra, bu süre zarfında talep edilmeyen nafakayı geçmişe dönük olarak istemek mümkün değildir. Bu nedenle, boşanma davasında iştirak nafakası talep edilmemişse, boşanma kararının kesinleşmesinin ardından vakit kaybetmeden iştirak nafakası talebinde bulunulmalıdır.

Ayrıca, çekişmeli boşanma davalarında iştirak nafakası talep edilmemiş olsa bile, hakimin kamu düzeni ve çocuğun yararını gözeterek kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmesi mümkündür.

c) İştirak Nafakasının Babalık Davası ile Birlikte Talep Edilmesi

İştirak nafakası, biyolojik baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi bulunmadığı durumlarda da babalık davası ile birlikte talep edilebilir. Bunun için önce babalık davası açılarak soybağı kurulmalıdır. Babalık davası sırasında, nafaka talebi de mahkemeye sunulabilir ve soybağı kurulursa iştirak nafakasına hükmedilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca, babalık davasıyla birlikte nafaka talep edilebilir. Hakim, babalık ihtimalini güçlü bulduğu takdirde, dava sonuçlanmadan önce bile çocuğun ihtiyaçları için tedbir nafakasına hükmedebilir. Bu şekilde, yargılama süresince çocuğun maddi ihtiyaçları güvence altına alınır.

d) İştirak Nafakasının Arabuluculuk İle Belirlenmesi

Taraflar arasında anlaşma sağlama sürecinde arabuluculuk yöntemi de kullanılabilir. Arabuluculuk, tarafsız bir üçüncü kişinin (arabulucu) taraflar arasında iletişimi ve müzakereleri yönlendirerek anlaşma sağlanmasına yardımcı olduğu bir alternatif çözüm yöntemidir.

Çocuk nafakası konusunda arabuluculuk, tarafların bir arabulucuya başvurarak çocuğun ihtiyaçları ve nafaka miktarı konusunda anlaşmaya varmalarını sağlar. Arabulucu, tarafların iletişimini kolaylaştırır, ihtiyaçlarını ve endişelerini anlamak için taraflarla görüşmeler yapar ve müzakerelerin yapıcı bir şekilde ilerlemesini sağlar.

Arabulucu, tarafların çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek adil bir çocuk nafakası anlaşması yapmalarını teşvik eder. Taraflar, gelir durumları, masraflar, çocuğun ihtiyaçları ve yaşam standardı gibi faktörleri değerlendirir ve bir anlaşmaya varmaya çalışır. Arabulucunun yardımıyla taraflar, çocuğun en iyi çıkarlarını koruyan ve her iki tarafın da kabul edebileceği bir iştirak nafakası düzenlemesi üzerinde uzlaşabilir.

Arabuluculuk sürecinde sağlanan anlaşma, mahkeme tarafından onaylanmalıdır. Mahkeme, arabuluculuk sürecinin adil ve tarafların serbest iradelerine dayandığından emin olmak için anlaşmayı değerlendirir. Tarafların anlaşması mahkeme tarafından onaylandığında, çocuk nafakası anlaşması hüküm ifade eder ve uygulanır.

Arabuluculuk, taraflar arasında daha işbirlikçi bir ortam yaratır, zaman ve maliyet açısından daha verimli olabilir ve tarafların daha sürdürülebilir bir şekilde anlaşmaya varmalarını sağlayabilir.

Sonuç olarak, arabuluculuk yöntemi, taraflar arasında iştirak nafakası konusunda anlaşma sağlama sürecinde etkili bir yöntemdir. Taraflar, bir arabulucu eşliğinde çocuğun ihtiyaçlarına uygun ve adil bir anlaşma yaparak iştirak nafakasını belirleyebilirler.

ÇOCUK NAFAKASI NE KADAR OLUR?

Çocuk nafakası ne kadar olur sorusu Türk Medeni Kanunu’nun 330. maddesi uyarınca cevaplanırken, birçok faktör göz önünde bulundurulur. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın maddi durumu, yaşam koşulları, ödeme güçleri gibi kriterlere göre hesaplanır.

Mahkeme, şu kriterleri dikkate alarak bir karara varır:

  • Çocuğun yaşına, sağlık durumuna ve eğitim ihtiyaçlarına bağlı giderleri,
  • Nafaka yükümlüsü ve nafaka alacaklısının gelir düzeyi, yaşam standartları ve sosyal durumu,
  • Güncel ekonomik koşullar (enflasyon gibi faktörler),
  • Çocuğun varsa kendi gelirleri.

Nafaka, çocuğun giderlerini karşılayacak bir miktar olarak her ay düzenli ödenir. Hakim, nafakanın gelecekteki miktarını da tarafların sosyal ve ekonomik koşullarına göre artırma ya da azaltma yetkisine sahiptir.

Örnek Yargıtay Kararı: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/1539 E. ve 2015/1007 K. sayılı kararı da bu duruma ışık tutmaktadır. Kararda, iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaçları ile ebeveynlerin ekonomik ve sosyal koşulları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Bu nedenle çocuk nafakası ne kadar olur sorusunun cevabı her davaya özgü olarak belirlenir ve sabit bir tutar yoktur.

ÇOCUK NAFAKASI NASIL HESAPLANIR?

Çocuk nafakasının hesaplanması, Türk Medeni Kanunu’nun 330. maddesi doğrultusunda yapılır. Bu hesaplama, nafaka yükümlüsünün ve velayet hakkına sahip ebeveynin maddi durumu dikkate alınarak gerçekleştirilir. Ayrıca çocuğun eğitim, barınma, ulaşım, sağlık ve diğer zorunlu ihtiyaçları da göz önünde bulundurulur.

  • İştirak Nafakasının Hesaplama Kriterleri:

  1. Nafaka Borçlusunun Ekonomik Durumu: Nafaka borçlusunun geliri, mal varlığı ve yaşam standartları dikkate alınır. Mahkeme, tarafların banka hesap hareketlerini, tapu kayıtlarını ve diğer mal varlıklarını inceleyebilir. Bu bilgilerin mahkemece talep edilmesi mümkündür.
  2. Nafaka Alacaklısının Ekonomik Durumu: Velayet hakkı bulunan ebeveynin maddi gücü de hesaplamada dikkate alınır. Bu, çocuğun maddi ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüğünün adil bir şekilde dağıtılmasını sağlar.
  3. Çocuğun İhtiyaçları: Çocuğun eğitim, barınma, sağlık ve sosyal giderleri önemli bir belirleyici faktördür. Çocuğun yaşına, sağlık durumuna ve eğitim düzeyine göre bu giderler farklılık gösterebilir.
  4. Çocuğun Geliri: Çocuğun kendisine ait bir geliri varsa (örneğin miras, burs, vb.), bu da nafaka miktarını etkiler. Mahkeme, çocuğun gelirini de dikkate alarak bir karar verir.
  5. Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması (SED Raporu): Mahkeme, SED raporu denilen sosyal ekonomik durum araştırmasını yaparak, tarafların gelir düzeyini ve yaşam standartlarını tespit eder. Yargıtay da SED raporuna büyük önem vermekte ve bu araştırmanın yapılmamasını bir eksiklik olarak görmektedir. Bu araştırma, mahkemenin nafaka miktarını belirlemesinde önemli bir rol oynar.
  6. Hakkaniyet İlkesi: Mahkeme, tüm bu unsurları göz önünde bulundurarak, hakkaniyete uygun bir nafaka miktarı belirler. Bu, nafaka miktarının tarafların durumuna göre adil bir şekilde tayin edilmesini sağlar.
  7. Hakimin Takdir Yetkisi: Nafaka miktarının belirlenmesinde hakim geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Hakim, SED raporu, çocuğun ihtiyaçları ve tarafların mali durumunu göz önüne alarak nafaka miktarını adil ve hakkaniyete uygun şekilde belirler.
  • İştirak Nafakası Artış Oranı:

İştirak nafakasının ilerleyen yıllarda enflasyon veya ekonomik koşullar nedeniyle erimemesi için iştirak nafakası artış oranı belirlenebilir. Genellikle mahkeme, yıllık enflasyon oranı doğrultusunda nafakanın artırılmasına hükmeder. Böylece çocuğun ihtiyaçları karşılanmaya devam edilirken, para biriminin değer kaybetmesi dikkate alınır.

Nafaka artış oranı, genellikle Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) veya Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gibi ekonomik göstergelere bağlı olarak belirlenir.

  • İştirak Nafakası Maaşın Yüzde Kaçı Olur?

İştirak nafakasının maaşın yüzde kaçı olacağı konusunda net bir oran bulunmamaktadır. Halk arasında iştirak nafakasının maaşın 1/4’ünü geçemeyeceğine dair bir inanış olsa da bu doğru değildir. İştirak nafakası, her olayın kendi şartlarına göre, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde belirlenir.Bu nedenle, nafakanın maaşın belirli bir oranı olması gibi bir kural yoktur; her durum özel olarak değerlendirilir.

Sonuç olarak, iştirak nafakası maaşın belirli bir yüzdesiyle sınırlı değildir ve mahkemenin tüm tarafların ekonomik durumunu detaylı şekilde inceleyerek belirlediği bir miktardır.

çocuk nafakası ne kadar

ERGİN OLAN ÇOCUKLARIN NAFAKA TALEBİNDE BULUNMASI MÜMKÜN MÜDÜR?

Ergin olan çocuklar, eğitim hayatları devam ettiği sürece, Türk Medeni Kanunu’nun 328/2. maddesi uyarınca yardım nafakası talebinde bulunabilirler. Bu maddeye göre, çocuk ergin (18 yaşını doldurmuş) olsa bile, eğitimi devam ettiği sürece anne ve baba, durum ve koşullara göre eğitimi sona erene kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.

Ergin Olan Çocukların Nafaka Talebi:

  • Yardım Nafakası Talebi: 18 yaşını doldurmuş çocuk, eğitimi devam ediyorsa yardım nafakası adı altında nafaka talep edebilir. Bu nafaka, çocuğun eğitim, barınma, sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılamak için anne ve baba tarafından ödenir.
  • İştirak Nafakasından Farkı: İştirak nafakası, çocuğun 18 yaşına kadar olan bakım, eğitim ve diğer giderlerini karşılamak amacıyla, velayeti kendisine bırakılan ebeveyn tarafından talep edilen bir nafaka türüdür. Ancak 18 yaşını dolduran çocuk, velayetten bağımsız olarak yardım nafakasını kendisi talep edebilir.
  • Anne ve Babanın Yükümlülüğü: Anne ve baba, çocuklarının eğitim hayatı sona erene kadar, koşullar elverdiği ölçüde çocuklarına maddi destek sağlamaya devam etmek zorundadır. Bu yükümlülük, eğitim hayatının devam ettiği süre boyunca geçerlidir ve çocuğun eğitim durumu sona erdiğinde yardım nafakası da son bulur.

Özetle, ergin olmuş ancak eğitimine devam eden çocuklar, anne ve babalarından yardım nafakası talep edebilir ve bu nafaka, çocuğun eğitimi sona erene kadar devam edebilir.

İŞTİRAK NAFAKASI VE TEDBİR NAFAKASI FARKLARI NELERDİR?

İştirak nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra müşterek çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve diğer zorunlu giderlerinin karşılanması için hükmedilen bir nafaka türüdür. Ancak boşanma davası devam ederken de çocuğun ihtiyaçları süreceği için mahkeme, çocuğun bu dönemdeki giderlerini karşılamak üzere tedbir nafakasına hükmedebilir.

  • Tedbir Nafakası Boşanma Sürecinde Geçici Olarak Ödenir: Boşanma davası sürerken çocuğun bakım, eğitim ve sağlık gibi giderlerinin karşılanması amacıyla mahkeme, geçici bir nafaka olan tedbir nafakasını ödenmesine karar verebilir. Bu nafaka, dava sonuçlanana kadar çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak için verilir.
  • Tedbir Nafakası ile İştirak Nafakası Arasındaki Farklar: Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken hükmedilen geçici bir nafakadır, dava sonuçlandığında sona erer. Boşanma davası kesinleştikten sonra, müşterek çocuğun giderlerini karşılamak için verilen nafaka ise iştirak nafakası olarak adlandırılır. Tedbir nafakası sona erdiğinde, iştirak nafakası devreye girer.

Tedbir Nafakasının Şartları:

  • Tedbir nafakası, çocuğun bakımını sağlayan ebeveynin talebi üzerine mahkeme tarafından verilir.
  • Mahkeme, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını değerlendirerek, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak bir miktar belirler.

Sonuç olarak, tedbir nafakası, boşanma davası süresince çocuğun bakım ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ödenirken, dava kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devam eder.

İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRILMASI VEYA AZALTILMASI

İştirak nafakası, değişen koşullara uyarlanabilir ve miktarı artırılabilir veya azaltılabilir. Bu süreç, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup, hem nafaka miktarının belirlenmesi hem de değişen durumlara göre uyarlanması için bazı kurallar ve koşullar getirilmiştir.

İştirak Nafakasının Artırılması:

Türk Medeni Kanunu’nun 330/3. Maddesi: “Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

    • Yıllık Artış: Türk Medeni Kanunu’nun 330/3. maddesine göre, hakim, nafakanın artırılmasına ilişkin talep olması durumunda, nafakanın gelecekteki yıllarda hangi oranlarda artırılacağını belirleyebilir. Örneğin, nafakanın her yıl TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ortalamalarına göre artırılmasına karar verilebilir.
    • Talep Edilmesi Gereken Durumlar: Nafakanın artırılması talebinde bulunulması gerekir. Mahkeme, taraflardan gelen talepleri değerlendirerek nafakanın artışına karar verebilir.

İştirak Nafakasının Azaltılması:

Türk Medeni Kanunu’nun 331. Maddesi: “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”

    • Durumun Değişmesi: Türk Medeni Kanunu’nun 331. maddesine göre, mevcut durumun değişmesi hâlinde, nafaka miktarı yeniden belirlenebilir veya nafaka kaldırılabilir. Bu durumlar, çocuğun ihtiyaçlarının değişmesi, nafaka yükümlüsünün sağlık sorunları gibi önemli değişiklikler olabilir
    • Çocuğun İhtiyaçlarının Artması veya Azalması: Çocuğun eğitim durumu, sağlık durumu veya diğer ihtiyaçlarının değişmesi nafakanın artırılması veya azaltılması gereksinimini doğurabilir.
    • Nafaka Yükümlüsünün Sağlık Sorunları: Nafaka yükümlüsünün iş göremez hale gelmesi veya ciddi sağlık sorunları yaşaması nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir.

İŞTİRAK NAFAKASI ARTIRIM DAVASI VE İŞTİRAK NAFAKASI AZALTIM DAVASI

Zaman içinde çocuğun ihtiyaçları veya nafaka ödeyen tarafın mali durumu değişebilir. Bu değişiklikler doğrultusunda, iştirak nafakasının artırılması veya azaltılması talep edilebilir.

  • İştirak Nafakası Artırım Davası

Türk Medeni Kanunu’nun 331. Maddesi: “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”

Çocuğun ihtiyaçları veya nafaka yükümlüsünün mali durumu değiştiğinde, örneğin çocuğun eğitim giderlerinin artması veya nafaka yükümlüsünün gelirinin düşmesi gibi durumlarda iştirak nafakasının artırılması talep edilebilir.

Taraflardan biri değişen koşullara göre nafakanın artırılması davası yoluyla iştirak nafakası artışı talep edebilir. Hakim, nafakanın artırılması veya azaltılması talebi üzerine karar verebilir. Ancak, hakim kendiliğinden bu değişikliklere karar veremez. İştirak nafakasının artırılması talebi çocuk reşit oluncaya kadar herhangi bir zamanda açılabilir.

  • İştirak Nafası Azaltım Davası

Nafaka ödeyen tarafın mali gücünün azalması veya nafaka alan tarafın mali gücünün artması durumlarında iştirak nafakasının azaltılması talep edilebilir. Nafaka borçlusu, mali gücündeki değişikliği ispat etmek zorundadır. Örneğin, gelirinin düştüğünü veya mali durumunun bozulduğunu kanıtlamalıdır.

Tarafların anlaşmalı boşanma sırasında belirlediği nafaka miktarının değişmesi gerektiğinde de iştirak nafakası azaltım davası açılabilir. İştirak nafakasının azaltılması davası açılması için herhangi bir zamanaşımı bulunmamaktadır, yani dava açma süresi kısıtlaması yoktur.

Özetle: İştirak nafakasının artırılması veya azaltılması için dava açılabilir. İştirak nafakası artırım davası, çocuğun ihtiyaçları veya nafaka yükümlüsünün mali durumu değiştiğinde; iştirak nafakası azaltım davası ise nafaka ödeyen tarafın mali gücünde bir azalma veya nafaka alan tarafın mali gücünde bir artış olduğunda açılır. Her iki dava türü de, ilgili değişikliklerin ispatı ve koşulların değerlendirilmesi açısından mahkeme tarafından incelenir.

iştirak nafakası artış oranı

İŞTİRAK NAFAKASI ARTIŞ ORANI NASIL HESAPLANIR?

İştirak nafakası artış oranı, çocuğun ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için önemlidir ve genellikle nafakayı bağlayan mahkemenin kararına göre belirlenir. İştirak nafakasının artış oranının belirlenmesiyle ilgili temel noktalar:

  1. Mahkeme Kararındaki Artış Oranı
  • Kararın Belirleyiciliği: Mahkeme, iştirak nafakası miktarını belirlerken artış oranı konusunda karar verebilir. Bu karar, nafakanın hangi oranda artırılacağını belirtir. Mahkeme, nafakanın yıllık olarak belirli bir oran veya endeks (TÜFE, ÜFE) bazında artırılmasına hükmedebilir.
  • Mahkeme Kararları: Mahkeme tarafından verilen kararda nafakanın her yıl belirli bir endeks oranında artırılacağı belirtilmişse (örneğin ÜFE veya TÜFE), nafaka bu oranlarda artırılır. Mahkeme kararı, “hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına”, “TÜFE oranında artırılmasına” veya “on iki aylık ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına” şeklinde olabilir.
  1. Mahkeme Kararında Artış Oranı Belirlenmemişse
  • Nafaka Artırım Davası: Eğer mahkeme nafaka artış oranı hakkında bir karar vermemişse, nafaka kendiliğinden artırılmaz. Bu durumda, nafaka alacaklısı tarafının “nafaka artırım davası” açması gerekmektedir. Artırım talebi, değişen koşullara göre nafaka miktarının yeniden belirlenmesini sağlar.
  • Dava Dilekçesi: Mahkeme, artış oranı konusunda karar verebilmesi için dava dilekçesinde nafakanın ilerleyen yıllarda artırılmasını talep etmeniz gerekir. Hakim, talep edilen artış oranına bağlı olarak karar verir ve bu taleplerin dışında kendiliğinden artış kararı veremez.
  1. İştirak Nafakası Artış Oranı Hesaplama
  • Nafaka Artış Oranı: Mahkeme tarafından belirlenen artış oranı doğrultusunda nafaka miktarı hesaplanır. Örneğin, mahkeme nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasını belirlediyse, yıllık TÜFE oranı doğrultusunda nafaka miktarı artırılır.
  • Çocuğun İhtiyaçları: İştirak nafakası, çocuğun ihtiyaçlarına bağlı olarak belirlenir ve artış oranları, çocuğun büyüyen ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için önemlidir. Örneğin, 3 yaşındaki bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için hükmedilen nafaka ile aynı çocuğun 15 yaşında ihtiyaçlarını karşılamak zor olabilir. Bu nedenle artış oranı, çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına göre güncellenir.

Özetle:

  • Mahkeme, iştirak nafakası artış oranını belirleyebilir. Bu oran mahkeme kararında belirtilir ve nafaka, bu oran doğrultusunda artırılır.
  • Mahkeme kararında artış oranı belirtilmemişse, nafaka artırılmak isteniyorsa iştirak nafakası artırım davası açılmalıdır.
  • Artış oranı, dava dilekçesinde belirtilen taleplere göre mahkeme tarafından belirlenir ve hakim kendiliğinden artış kararı veremez.

İŞTİRAK NAFAKASININ BELİRLENMESİNDE SOSYAL İNCELEME RAPORUNUN ÖNEMİ

İştirak nafakasının tespiti için sosyal inceleme raporu alınması yaygın bir uygulamadır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun ihtiyaçlarını, ebeveynlerin maddi durumlarını ve diğer faktörleri değerlendiren bir uzman tarafından hazırlanan bir rapordur.

Mahkeme, çocuk nafakası miktarını belirlerken çocuğun en iyi çıkarlarını gözetmek amacıyla sosyal inceleme raporundan yararlanabilir. Sosyal inceleme, çocuğun yaşam şartlarını, aile ortamını, ebeveynlerin gelir düzeyini, istihdam durumunu, konut koşullarını, eğitim ihtiyaçlarını, sağlık durumunu ve diğer önemli faktörleri dikkate alır.

Sosyal inceleme raporu, bağımsız bir uzman tarafından hazırlanır ve tarafsız bir şekilde çocuğun ihtiyaçlarını ve ebeveynlerin durumunu değerlendirir. Mahkeme, sosyal inceleme raporunu önemser ve genellikle iştirak nafakasının belirlenmesinde bu rapora büyük önem verir.

Sosyal inceleme süreci genellikle şu adımları içerir:

  • Rapor talebi ve inceleme planlaması: Mahkeme, tarafların başvurusu üzerine sosyal inceleme raporu talebinde bulunur. Sosyal hizmetler veya mahkemenin atadığı bir uzman, çocuğun ihtiyaçlarını belirlemek için inceleme sürecini planlar.
  • Tarafların görüşmeleri: Sosyal inceleme uzmanı, taraflarla görüşmeler yapar. Bu görüşmelerde ebeveynlerin gelir durumu, konut koşulları, çocuğun günlük yaşamı, okul durumu, sağlık durumu gibi konular ele alınır. Ebeveynlerin ve çocuğun görüşlerine de başvurulabilir.
  • Ev ziyareti ve gözlemler: Sosyal inceleme uzmanı, ebeveynlerin evlerine ziyarette bulunabilir ve çocuğun yaşadığı ortamı gözlemleyebilir. Ev ziyaretinde, çocuğun yaşam koşulları, sağlık ve güvenlik önlemleri gibi unsurlar değerlendirilir.
  • İlgili kaynakların incelenmesi: Sosyal inceleme uzmanı, çocuğun sağlık kayıtları, okul raporları, psikolojik danışmanlık raporları gibi ilgili belgeleri inceleyebilir. Bu belgeler, çocuğun ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini daha iyi anlamada yardımcı olur.
  • Raporun hazırlanması : Sosyal inceleme uzmanı, topladığı bilgileri ve değerlendirmeleri temel alarak bir rapor hazırlar. Bu raporda, çocuğun iştirak nafakası miktarının tespiti için önerilerde bulunulabilir. Rapor, mahkemeye sunulur ve çocuk nafakasının belirlenmesinde önemli bir kanıt olarak kullanılır.
  • Mahkeme değerlendirmesi: Mahkeme, sosyal inceleme raporunu dikkate alarak iştirak nafakasını belirler. Rapor, çocuğun ihtiyaçlarını, ebeveynlerin maddi durumunu ve diğer faktörleri objektif bir şekilde değerlendirerek mahkemenin karar sürecini destekler. Mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını gözetirken, sosyal inceleme raporunda yer alan önerilere uygun bir nafaka miktarı tespit eder.

Sonuç olarak, sosyal inceleme raporu, iştirak nafakasının tespiti sürecinde mahkeme tarafından talep edilen ve çocuğun ihtiyaçlarını, ebeveynlerin durumunu ve diğer faktörleri değerlendiren önemli bir belgedir. Rapor, tarafsız bir şekilde hazırlanır ve mahkeme kararını destekleyen bir kanıt olarak kullanılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun iştirak nafakasının belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Raporda yer alan detaylı bilgiler, çocuğun ihtiyaçlarının ve ebeveynlerin maddi durumunun doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlar.

ÇOCUK NAFAKASININ ÖDENMEMESİ DURUMUNDA İCRA PROSEDÜRÜ

Boşanmış ebeveynler arasında çocuğun bakımını ve ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ödenen çocuk nafakası, çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için son derece önemlidir. Ancak bazen ödeme konusunda sorunlar yaşanabilir ve nafaka ödemeleri aksayabilir.

Çocuk nafakasının icra edilmesi konusunda bilinmesi gerekenler:

  • Mahkeme Kararının Önemi: Nafakanın belirlenmesi, mahkeme kararıyla olur. Mahkeme, çocuğun ihtiyaçlarına ve ebeveynlerin mali durumuna göre nafaka miktarını belirler. Mahkeme kararının özenle incelenmesi ve doğru bir şekilde anlaşılması, icra sürecinin temelini oluşturur.
  • Düzenli Ödemelerin Önemi: Nafaka ödemeleri, mahkeme kararında belirtilen düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Bu genellikle aylık veya üç aylık periyotlarla olabilir. Düzenli ödemeler, çocuğun ihtiyaçlarının sürekli ve istikrarlı bir şekilde karşılanmasını sağlar.
  • Ödeme Takibinin Başlaması: Eğer nafaka ödemeleri yapılmaz veya eksik yapılırsa, nafaka alan tarafın ödeme için icra takibi işlemlerini başlatma hakkı vardır. Bu aşamada, öncelikle yazılı olarak ödemenin yapılmadığına dair kanıtların toplanması ve tutulması önemlidir. Banka dekontları, iletişim kayıtları gibi belgeler, icra sürecinin temelini oluşturur.
  • İcra İşlemleri: Nafaka ödemeleri yapılmadığında veya eksik yapıldığında, nafaka alan taraf, icra işlemlerini başlatabilir. İcra işlemleri, ödenmemiş nafaka miktarının tahsil edilmesi amacıyla başlatılır. Bu aşamada alacaklı, borçlu ebeveynin maaşından kesinti, mal varlığının satışı veya diğer varlık değerlerinin elde edilmesi gibi hukuki yöntemleri kullanabilir.
  • Hukuki Destek Alınması: Çocuk nafakası icra süreci karmaşık olabilir. Nafaka ödemelerini almak veya yapmak isteyen ebeveynler, avukatları aracılığıyla hukuki destek almalıdır. Bir avukat, süreci yönlendirmek, gerekli belgeleri düzenlemek ve mahkeme ile iletişimde bulunmak konusunda yardımcı olabilir.
  • İşbirliği ve İletişim: Her ne kadar mahkeme kararlarına uygun olarak nafaka ödemeleri yapılması önemli olsa da, işbirliği ve iletişim de aynı derecede önemlidir. Ebeveynler arasında açık iletişim, ödeme konusundaki anlaşmazlıkların önüne geçebilir ve çocuğun çıkarlarını koruma açısından hayati önem taşır.

Sonuç olarak, çocuk nafakası ne kadar olduğu ve icra edilmesi, çocuğun refahını ve ihtiyaçlarını korumak amacıyla oldukça önemlidir. Mahkeme kararına uygun olarak düzenli ödemelerin yapılması ve gerektiğinde hukuki yollarla icra işlemlerinin başlatılması, çocuğun sağlıklı gelişimine katkı sağlayacaktır.

iştirak nafakası artırım davası

İŞTİRAK NAFAKASININ TANINMASI VE TENFİZİ

İştirak nafakasının tenfizi ve tanınması, iştirak nafakasının ödenmesini sağlamak ve farklı yargı bölgelerinde geçerliliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen hukuki süreçleri ifade eder.

Çocuk nafakası; genellikle mahkeme kararıyla belirlenen bir ödeme şeklidir. Mahkeme, çocuğun ihtiyaçlarına, ebeveynlerin maddi durumuna ve diğer faktörlere dayanarak bir iştirak nafakası kararı verir. Ancak, bu kararın tenfizi ve tanınması, iştirak nafakasının ödenmesini güvence altına almak için başka bir süreci gerektirebilir.

İştirak nafakasının tenfizi, yabancı mahkeme kararının icra edilebilir hale getirilmesini sağlayan bir süreçtir. İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda, alacaklı taraf, yabancı mahkeme kararının icrası için öncelikle Türk Aile Mahkemelerine başvurmalı ve iştirak nafakası kararının tenfizini istemelidir. Aile Mahkemesi kararda Türk Hukuk Sistemine ve kamu yararına açık bir aykırılık bulmadığı takdirde tenfiz edilmesine karar verir. Tenfiz kararından sonra alacaklı taraf, icra takibi ile borcun tahsil edilmesini talep eder ve ilgili icra daireleri, alacaklı lehine gerekli icra işlemlerini gerçekleştirir.

İştirak nafakasının tanınması, bir mahkeme kararının farklı yargı bölgelerinde geçerli ve uygulanabilir hale getirilmesini sağlayan bir süreçtir. Eğer iştirak nafakası alacaklısı veya borçlusu, farklı bir yargı bölgesine taşınırsa, iştirak nafakası kararının tanınması ve uygulanması için ilgili yargı bölgesinde bir tanıma işlemi yapılması gerekebilir. Bu süreçte, iştirak nafakasının geçerliliği ve uygulanabilirliği, ilgili yargı bölgesindeki mahkemeler tarafından değerlendirilir. Mahkeme, iştirak nafakasının tanınması ve tenfiz edilmesi veya düzenlenmesi için gerekli işlemleri yapar.

İştirak nafakasının tenfizi ve tanınması, iştirak nafakasının düzenli bir şekilde ödenmesini ve farklı yargı bölgelerinde de geçerli olmasını sağlar. Bu süreçler, iştirak nafakasının korunması ve uygulanmasında önemli bir rol oynar. Alacaklı tarafın haklarını korumak ve iştirak nafakasının güvence altına alınmasını sağlamak için iştirak nafakasının tenfizi ve tanınması gereklidir.

Uluslararası alanda velayet ve nafaka kararlarının uygulanmasında karşılaşılan zorlukların aşılması ve daha etkili bir uygulama birliği sağlanması amacıyla, 1996 tarihli Lahey Uluslararası Çocuk Koruma Sözleşmesi ve 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Sözleşme önemli rol oynamaktadır. Türkiye, bu sözleşmelere taraf olup, uluslararası çocuk koruma ve velayet konularında bu mekanizmaları uygulamaktadır.

Bu sözleşmeler ile velayet ve nafakaya ilişkin yabancı mahkeme kararlarının, taraf ülkeler arasında uygulanması gereken prosedürler belirlenmiştir. Böylece, özellikle farklı ülkelerde verilen mahkeme kararlarının tanınması ve uygulanması sırasında ortaya çıkan karmaşıklıkların ortadan kaldırılması ve daha etkin bir süreç yürütülmesi hedeflenmiştir.

Türkiye’de de yabancı mahkemeler tarafından verilen velayet ve iştirak nafakası kararlarının uygulanması, bu Lahey Sözleşmeleri doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, söz konusu mahkeme kararları Türkiye tarafından tanınmakta ve uygulanabilir hale gelmektedir. Lahey Sözleşmeleri, bu alandaki uluslararası işbirliğini artırarak uluslararası çocuk koruma haklarının korunmasına katkı sağlamaktadır.

Türkiye’nin de taraf olduğu işbu uluslararası sözleşmelerin temel amacı, sınır ötesi aile hukukuyla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde ortak bir zemin oluşturmak, çocukların yüksek yararını gözetmek ve uluslararası alanda hukuki boşlukların giderilmesidir.

İŞTİRAK NAFAKASI NE ZAMAN SONA ERER?

İştirak nafakası çeşitli durumlarda sona erebilir:

  • Çocuğun Ergin Olması: Çocuk 18 yaşını tamamladığında nafaka sona erer. Ancak, çocuk eğitimine devam ediyorsa, mahkeme nafakanın yardım nafakası olarak uzatılmasına karar verebilir.
  • Çocuğun Evlenmesi: Çocuk evlendiğinde nafaka kesilir.
  • Çocuğun Mahkeme Kararıyla Ergin Kılınması: Çocuk, mahkeme kararıyla ergin kılınmışsa nafaka sona erer. (Genellikle 15 yaş ve üzeri için geçerli olabilir.)
  • Çocuğun Vefat Etmesi: Çocuğun vefatı durumunda nafaka kesilir.
  • Nafaka Ödeyen Ebeveynin Vefat Etmesi: Nafaka ödeyen ebeveynin vefatında nafaka sona erer.
  • Çocuğun Ekonomik Olarak Güç Kazanması: Çocuk çalışıp gelir elde etmeye başladığında nafaka kesilebilir.
  • Eşlerin Yeniden Evlenmeleri: Boşanmış eşlerden biri yeniden evlenirse, çocuk nafakası sona erebilir.
  • Velayeti Alan Tarafın Nafaka Hakkından Vazgeçmesi: Velayeti alan taraf nafaka hakkından feragat ederse, nafaka sona erer.
  • Nafaka Ödeyen Ebeveynin Ekonomik Olarak Nafaka Ödeyemeyecek Duruma Gelmesi: Nafaka ödeyen taraf yoksullaşarak nafakayı ödeyemeyecek hale gelirse, nafaka kesilebilir.
  • Çocuğun Velayetinin Değişmesi: Çocuğun velayeti nafaka ödeyen tarafa verilirse, nafaka kesilir.

Bu kriterler ve durumlar, çocuğun nafakasının belirlenmesi ve sona erdirilmesi sürecinde göz önünde bulundurulur.

Diğer faaliyet alanlarımızı buradan inceleyebilir ve hukuki destek talepleriniz için info@cbhukuk.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

YASAL UYARI: Web sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Orbay Çokgör’e aittir ve tüm makaleler elektronik imzalı zaman damgalı olarak hak sahipliğinin tescil edilmesi amacıyla yayınlanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin, kaynak link vermeden kopyalanarak veya özetlenerek başka web sitelerinde yayınlanması durumunda, hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

keyboard_arrow_up