ANLAŞMALI BOŞANMA NEDİR?
Anlaşmalı boşanma, evliliğin sona erdirilmesine ilişkin tarafların boşanma, mal rejiminin tasfiyesi, velayet, nafaka ve benzeri konularda uzlaşarak Sözleşme Hukuku kapsamında hazırladıkları bir protokolü mahkemeye sunmaları suretiyle yürütülen bir hukuki süreçtir. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın sürdürülmesinin taraflar açısından mümkün olmadığına ilişkin iradelerini karşılıklı olarak ortaya koyan eşlerin başvurabileceği genel boşanma sebeplerinden biridir.
Anlaşmalı boşanma şartları kanunda açıkça düzenlenmiştir. Bu bağlamda, evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı, taraflar mahkeme huzurunda boşanma iradelerini bizzat beyan etmeli ve hazırlanan boşanma protokolü hakim tarafından uygun bulunmalıdır. Taraflar arasında önceden sağlanan uzlaşma, yargılama sürecinin kısa, düşük maliyetli ve daha az yıpratıcı olmasına katkı sağlamaktadır.
Uygulamada, taraflar çoğunlukla hukuki danışmanlık alarak bir boşanma protokolü düzenlemekte ve bu protokol mahkemeye sunularak onaylanmaktadır. Anlaşmalı boşanma, eşlerin karşılıklı anlayış ve uzlaşı temelinde ortak bir çözüm yolu geliştirmelerini esas alan ve evlilik kurumunun hukuki yollarla sona erdirilmesinde etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.
ANLAŞMALI BOŞANMA NASIL OLUR?
Anlaşmalı boşanma, tarafların evliliklerini sonlandırmak için anlaştıkları ve mahkemeye başvurdukları bir boşanma türüdür. Anlaşmalı boşanma nasıl olur sorusunun ilk cevabı çiftler arasında uygunluk ve işbirliği olması gerektiğidir. Anlaşmalı boşanma sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için belirli şartlar ve adımlar vardır.
Anlaşmalı boşanma nasıl olur sorusuna ilişkin boşanma rehberi olması açısından sürecin temel aşamaları aşağıda açıklanmıştır:
Anlaşmalı Boşanma Sürecinde Tarafların İşbirliği
Anlaşmalı boşanma sürecinin temelini, tarafların evliliğin sona erdirilmesi konusunda özgür iradeleriyle mutabakata varmış olmaları oluşturur. Bu uzlaşı, boşanmanın yalnızca hukuki değil, aynı zamanda kişisel ve sosyal sonuçlarını da kapsayan kapsamlı bir sürecin başlangıcıdır. Tarafların, boşanmanın gerektirdiği konularda – mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi – fikir birliğine ulaşmaları, sürecin sağlıklı biçimde ilerleyebilmesi açısından önem arz eder.
Ancak anlaşmalı boşanmayı diğer boşanma türlerinden ayıran en belirgin özellik, taraflar arasındaki iletişim biçimidir. Bu süreçte, çatışma yerine işbirliği; dayatma yerine karşılıklı anlayış ön plandadır. Tarafların, ortak bir zeminde buluşma iradesi göstermeleri ve süreci uzlaşmacı bir tutumla yürütmeleri, hem yargı sürecinin hızlı ve etkili işlemesini sağlar hem de duygusal yıpranmayı en aza indirir.
Dolayısıyla, anlaşmalı boşanma yalnızca bir hukuki prosedür değil; aynı zamanda taraflar arasında işbirliğine dayalı bir etkileşim süreci olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, çözüm odaklı iletişim ve yapıcı işbirliği, sürecin başarısı açısından vazgeçilmez unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Hazırlanması
Anlaşmalı boşanma sürecinde tarafların, boşanmanın tüm hukuki sonuçları üzerinde uzlaştıklarını ortaya koyan yazılı bir protokol hazırlamaları gerekmektedir. Bu belge, boşanma iradesinin yanı sıra, evliliğin sona ermesinden doğan mali ve kişisel sonuçlara ilişkin mutabakatı da içerir. Hazırlanan boşanma protokolü, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine uygun olmalı ve kamu düzenine ya da genel ahlaka aykırılık taşımamalıdır.
Anlaşmalı Boşanma Davasının Açılması
Anlaşmalı boşanma sürecinin resmi olarak başlatılabilmesi için eşlerin, birlikte hazırladıkları dava dilekçesini ve boşanma protokolünü aile mahkemesine sunmaları gerekmektedir. Bu başvuru ile birlikte boşanma davası açılmış olur ve yargılama süreci resmen başlar. Dilekçede, tarafların boşanma konusunda mutabık oldukları ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin tüm hususlarda anlaşmaya vardıkları açıkça belirtilmelidir.
Mahkemeye sunulan belgeler arasında, protokolün yanı sıra tarafların kimlik bilgileri, evlilik kayıtları, nüfus kayıtları ve varsa çocuklara ilişkin bilgiler de yer alır. Bu aşamada, boşanma davası başvurusunun usulüne uygun hazırlanması ve belgelerin eksiksiz sunulması, yargılamanın kısa sürede ve sorunsuz şekilde tamamlanmasına katkı sağlar. Ayrıca, dava sürecinin ilerleyebilmesi için gerekli harç ve yargılama giderlerinin de başvuru esnasında mahkeme veznesine ödenmesi gerekmektedir.
Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı
Anlaşmalı boşanma sürecinde eşler, evlilik birliği süresince edinilen mal varlıklarının paylaşımı konusunda da uzlaşmaya varmalıdır. Bu kapsamda, taşınabilir mallar, taşınmazlar, banka hesapları, araçlar, fikri mülkiyet hakları, marka hakları ve diğer mali değerler gibi çeşitli varlıkların paylaşımına ilişkin hükümler açık bir şekilde belirlenmelidir.
Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimine ilişkin hükümleri çerçevesinde, edinilmiş malların tasfiyesi ve paylaşımı tarafların karşılıklı rızasıyla karara bağlanabilir. Mal paylaşımına ilişkin anlaşma, anlaşmalı boşanma protokolünde yer almalı ve hukuka aykırılık içermemelidir.
Anlaşmalı Boşanmada Çocukların Velayeti
Anlaşmalı boşanma sürecinde, eşlerin ortak çocukları bulunuyorsa, çocukların yüksek yararı gözetilerek velayet, kişisel ilişki (ziyaret) düzenlemeleri ve çocukların maddi ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hususlarda mutabakata varılması gerekmektedir.
Taraflar, çocukların kimin velayeti altında kalacağı, diğer ebeveynin çocukla kuracağı kişisel ilişkinin kapsamı ve sıklığı ile eğitim, sağlık ve bakım giderlerinin nasıl karşılanacağı gibi konuları uzlaşma temelinde belirlemelidir. Bu düzenlemelerin hem çocukların psikososyal gelişimini destekleyici nitelikte olması hem de kamu düzenine ve kanun hükümlerine uygunluk taşıması önem arz eder.
Anlaşmalı Boşanmada Nafaka ve Boşanma Tazminatı
Nafaka, boşanma sonrasında eşlerden birinin diğerine mali destek sağlamasını ifade eder ve Türk Medeni Kanunu kapsamında yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve tedbir nafakası şeklinde çeşitli türleri bulunmaktadır. Boşanma tazminatı ise, kusurlu eşin diğer eşe, boşanma nedeniyle uğradığı maddi ve/veya manevi zararlara karşılık olarak ödediği tazminattır. Anlaşmalı boşanma sürecinde, tarafların bu hususlarda tam bir uzlaşı sağlamış olmaları gereklidir.
Tarafların hazırladığı boşanma protokolünde, nafaka miktarı, ödeme şekli ve süresi açıkça belirtilmeli; aynı şekilde maddi ve manevi tazminat talebi varsa, miktarı ve ödeme koşulları da ayrıntılı olarak düzenlenmelidir. Ayrıca, müşterek çocukların bakım, sağlık ve eğitimiyle ilgili giderler gibi diğer mali yükümlülüklerin de açık ve net bir şekilde kararlaştırılması, hem taraflar arasındaki olası uyuşmazlıkların önlenmesi hem de çocukların yüksek yararının korunması açısından önem arz etmektedir.
Mahkeme Tarafından Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Onaylanması
Taraflar arasında akdedilen boşanma anlaşması, mahkemenin onayına tabidir. Mahkeme, anlaşmalı boşanma protokolünü incelerken yalnızca tarafların iradelerini değil, aynı zamanda protokol hükümlerinin kamu düzenine, genel ahlaka ve tarafların özellikle zayıf olanının (çoğunlukla çocukların ve kadınların) menfaatlerine uygun olup olmadığını da değerlendirir. Bu bağlamda, hakim, tarafların serbest iradeleriyle hazırladığı anlaşmayı denetlemekle yükümlüdür; kamu düzenine veya genel ahlaka aykırılık taşıyan hükümler onaylanmaz ve bu tür düzenlemelerin geçersiz olduğu kabul edilir.
Anlaşmalı Boşanma Davasının Duruşmasına Tarafların Bizzat Katılımı
Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların ilk duruşmaya bizzat katılmaları zorunludur. Bu katılım, hakimin tarafların iradelerini doğrudan gözlemlemesi ve boşanma protokolünde yer alan hükümlerin taraflarca özgür iradeyle kabul edilip edilmediğini değerlendirmesi açısından büyük önem taşır.
Taraflar, duruşma sırasında boşanma iradelerini açıkça beyan etmeli ve sundukları protokolü kendi özgür iradeleriyle imzalayıp kabul ettiklerini mahkeme huzurunda ifade etmelidir. Bu şart yerine getirilmediği takdirde mahkeme, anlaşmalı boşanma kararı veremez.
Anlaşmalı Boşanma Kararının Verilmesi ve Kesinleşmesi
Mahkeme, tarafların sunduğu anlaşmalı boşanma protokolünü uygun bulduğu takdirde boşanma kararı verir. Hakim tarafından verilen bu karar, tarafların iradelerinin serbestçe ortaya konulduğu ve protokolün hukuka uygun olduğu kanaatine varılması halinde hükme bağlanır.
Tarafların, verilen karara karşı yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmamaları durumunda karar kesinleşir ve bu kesinleşme ile birlikte evlilik hukuken sona ermiş olur. Kesinleşme, tarafların medeni durumlarında resmi bir değişiklik meydana getirir ve boşanmanın tüm hukuki sonuçları yürürlüğe girer.
Sonuç olarak; anlaşmalı boşanma süreci, eşler arasında karşılıklı uyumun ve yapıcı işbirliğinin bulunduğu durumlarda tercih edilen etkili ve pratik bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Bu süreç, tarafların boşanmanın tüm hukuki sonuçları üzerinde uzlaşmalarını ve bu uzlaşmayı yazılı bir protokol ile belgelemelerini gerektirir. Bu yönüyle, anlaşmalı boşanma yalnızca bir dava süreci değil, aynı zamanda ortak sorumluluk bilinciyle yürütülmesi gereken bir uzlaşı sürecidir.
ANLAŞMALI BOŞANMA ŞARTLARI NELERDİR?
Türk Medeni Hukuku’na göre, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi belirli koşulların sağlanmasına bağlıdır. Anlaşmalı boşanma şartları, tarafların iradelerinin serbestçe açıklanmasını ve evliliğin sona erdirilmesine ilişkin tüm hususlarda uzlaşmayı esas alır. Aşağıda, anlaşmalı boşanma şartları sistematik şekilde açıklanmıştır:
1. Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmüş Olması
Anlaşmalı boşanmanın en temel şartlarından biri, evliliğin resmi nikah tarihinden itibaren en az bir yıl sürmüş olmasıdır (TMK m.166/3). Bu süre mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır. Evlilik süresi bir yılı doldurmadan açılan boşanma davaları, anlaşmalı boşanma olarak kabul edilmez; bu durumda çekişmeli boşanma hükümleri uygulanır.
2. Eşlerin Birlikte Dava Açması veya Davayı Karşılıklı Olarak Kabul Etmesi
Anlaşmalı boşanma sürecinde tarafların ya birlikte dava açmaları ya da bir eşin açtığı davayı diğer eşin açıkça kabul etmesi gerekir. Bu tür davalarda boşanma talebi, ancak genel boşanma nedenlerine dayanıyorsa kabul edilir. Özel boşanma sebeplerine (örneğin zina, hayata kast vb.) dayalı olarak anlaşmalı boşanma talebinde bulunulamaz.
3. Eşlerin Mahkeme Huzurunda Açık İrade Beyanında Bulunmaları
Tarafların duruşmada bizzat hazır bulunarak, boşanma iradelerini özgürce ortaya koymaları ve boşanma protokolünde yer alan şartları kabul ettiklerini beyan etmeleri zorunludur. Bu beyanlar hakim tarafından tutanağa geçirilir. Yazılı beyanlarla veya vekil aracılığıyla anlaşmalı boşanma kararı verilmesi mümkün değildir. Ancak, yasal çerçevede Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla tarafların dinlenmesi mümkündür. Eğer taraflardan biri duruşmada boşanma protokolünü kabul ettiğini beyan etmekten kaçınır ya da iradesini geri çekerse, anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Bu durum tutanakla kayıt altına alınır.
4. Mali Konulara İlişkin Anlaşma
Taraflar, boşanmanın mali sonuçları hakkında (maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası gibi) anlaşmış olmalıdır. Bu anlaşma, hakim tarafından uygun bulunmalı ve protokolde açık şekilde belirtilmelidir. Anlaşmalı boşanma protokolünde yalnızca tazminat ve nafaka talebinde bulunulması değil, aynı zamanda bu taleplere istinaden fazlaya dair haklarından feragat edildiğinin açıkça ifade edilmesi de mümkündür. Boşanma tazminatı ve nafaka talepleri saklı tutularak anlaşmalı boşanma gerçekleştirilemez.
5. Müşterek Çocuklara İlişkin Anlaşma
Eğer evlilik birliğinden müşterek çocuklar doğmuşsa, tarafların çocukların velayeti, kişisel ilişki düzenlemeleri ve maddi ihtiyaçları konularında mutabık kalmaları gerekir. Bu düzenlemeler, çocuğun üstün yararı esas alınarak yapılmalı ve hakimin denetimine açık olmalıdır.
Bu kapsamda çocuklarla ilgili üç temel alanda anlaşmaya varılması gerekir:
- İştirak Nafakası: Çocuğun maddi ihtiyaçları doğrultusunda nafaka yükümlülüğü belirlenmelidir.
- Velayet: Hangi ebeveynin çocuğun velayetini üstleneceği hususunda tarafların mutabık kalması gerekir.
- Kişisel İlişki (Ziyaret Hakkı): Diğer ebeveynle çocuğun ilişkisi, görüşme sıklığı ve kapsamı belirlenmelidir.
Bu düzenlemeler, hakim tarafından çocuğun üstün menfaatleri gözetilerek değerlendirilir ve anlaşmalı boşanma prokolünde kamu düzenine bir aykırılık tespit edilirse taraflara önerilerde bulunularak yeniden yapılandırılması talep edilebilir. Müşterek çocukların velayeti boşanma protokolü ile taraflardan birine bırakılmışsa, diğer ebeveynin çocuğu rızaya aykırı şekilde yurt dışına götürmesi durumunda, velayet hakkı sahibi ebeveyn Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yönlerine Dair 1980 Tarihli Lahey Sözleşmesi kapsamında yurtdışına götürülen çocuğun iadesi talebinde bulunabilir. Bu süreçte uluslararası çocuk kaçırma konusunda uzman bir avukattan hukuki destek alınması önemlidir.
6. Hakimin Boşanma Anlaşmasını Onaylaması
Son olarak, taraflar arasında yapılan mali ve çocuklara ilişkin anlaşmaların hakim tarafından da uygun bulunması gereklidir. Hakim, tarafların sunduğu boşanma protokolünü değerlendirirken kamu düzeni, tarafların haklarının korunması ve çocukların yüksek yararı ilkelerini esas alır.
Eğer anlaşma eksik, yetersiz ya da kanuna aykırı ise hakim gerekli değişiklikleri önerme yetkisine sahiptir. Tarafların bu önerileri kabul etmesi halinde dava anlaşmalı şekilde sonuçlanabilir. Aksi takdirde dava, çekişmeli boşanma sürecine dönüşür.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NASIL AÇILIR?
Anlaşmalı boşanma şartları mevcutsa anlaşmalı boşanma davası açmak için belli adımların izlenmesi gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma davası nasıl açılır?
- Anlaşmalı Boşanma Protokolü Hazırlama: Taraflar, boşanmanın mali sonuçları (nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı), çocuklara ilişkin düzenlemeler (velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası) ve diğer hususlarda mutabakata vardıklarını gösteren yazılı bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlar. Bu protokol, tarafların serbest iradeleriyle imzalanmalı ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine uygun olmalıdır.
- Mahkemeye Başvuru: Hazırlanan protokol ile birlikte, anlaşmalı boşanma davasına ilişkin dilekçe, görevli aile mahkemesine hitaben yazılarak adliyelerin tevzi bürosuna teslim edilir. Dava bu aşamada kayda alınır ve işlemler başlatılır.
- Yargılama Harçlarının ve Gider Avansının Ödenmesi: Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için maktu yargılama harcı ile birlikte, mahkeme gider avansı ödenmelidir. Bu ödemeler, dava dosyasının işleme alınabilmesi için zorunlu olup tevzi formunda ayrıntılarıyla belirtilir.
- Davanın Açılması: Harçların ödenmesiyle birlikte dava açılmış olur. Tevzi Bürosu tarafından dava, görevli aile mahkemesine tevzi edilir ve dosya bir esas numarası alır.
- Tensip Tutanağının Hazırlanması: Mahkeme, dava dosyasını incelemesini takiben tensip tutanağı (tensip zaptı) düzenler. Bu tutanakta, duruşma günü belirlenir ve taraflara gerekli tebligatlar yapılır. Ayrıca, hakim dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda eksik ya da tamamlanması gereken belgeler bulunduğunu tespit ederse, ilgili belgelerin ibrazı için taraflara süre verilerek bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir.
- Yazılı Protokolün Aslının Mahkemeye Sunulması: Dava açılışında protokolün aslı mahkemeye sunulmamışsa, belirlenen duruşma gününe kadar anlaşmalı boşanma protokolünün imzalı ve asıl nüshası mahkemeye teslim edilmelidir
- Duruşma Katılımı: Tarafların ilk duruşmaya bizzat katılmaları zorunludur. Duruşmada, protokolün kendi özgür iradeleriyle hazırlandığını ve içeriğini kabul ettiklerini açıkça beyan etmeleri gerekir. Hakim, tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe oluştuğunu ve anlaşmanın kanuna uygun olduğunu tespit eder.
- Mahkeme Kararının Verilmesi: Mahkeme, tarafların protokolünü ve boşanma taleplerini inceleyerek eğer kanuna aykırılık yoksa davanın kabulüne ve tarafların anlaşmalı boşanamsına karar verir.
- Boşanma Kararının Kesinleşmesi:Mahkeme kararının gerekçeli metni taraflara tebliğ edilir. Tebliğden itibaren yasal istinaf süresi (iki hafta) içerisinde taraflar karara itiraz etmezse, karar kesinleşir ve evlilik hukuken sona ermiş olur. Kesinleşme şerhiyle birlikte boşanma nüfus kayıtlarına işlenir.
Belirtilen aşamalar, anlaşmalı boşanma sürecinin usule uygun biçimde başlatılması ve tamamlanması için izlenmesi gereken temel adımları oluşturmaktadır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli husus; anlaşmalı boşanma şartlarını sağlayarak, tarafların boşanma iradelerini serbest, bilinçli ve baskıdan uzak şekilde ortaya koymalarıdır. Anlaşmalı boşanmanın geçerliliği, tarafların kendi özgür iradeleriyle mutabakata varmaları ve bu mutabakatı mahkeme huzurunda açıkça beyan etmeleri şartına bağlıdır.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NEREDE AÇILIR?
Anlaşmalı boşanma davası nasıl açılır sorusunun ilk ve en temel yanıtı, davanın yetkili ve görevli mahkemede açılması gerektiğidir. Türk hukuk sistemine göre, anlaşmalı boşanma davalarında genel yetki kuralı uyarınca, dava ya eşlerden birinin yerleşim yerindeki aile mahkemesinde ya da eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer aile mahkemesinde açılabilir (HMK m.6 ve TMK m.168).
Bununla birlikte, tarafların karşılıklı rızası bulunması halinde, Türkiye genelindeki herhangi bir aile mahkemesinde de anlaşmalı boşanma davası açılması mümkündür. Yani taraflar arasında bu konuda açık bir uzlaşı varsa, yer yönünden yetki itirazı söz konusu olmayacaktır.
Görev yönünden ise, anlaşmalı boşanma davalarında görevli mahkeme kural olarak aile mahkemesidir. Ancak, ilgili yerleşim yerinde aile mahkemesi kurulmamışsa, bu durumda davaya asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla bakacaktır.
Dolayısıyla, anlaşmalı boşanma sürecinin usulüne uygun biçimde yürütülebilmesi için hem yetkili hem de görevli mahkemenin doğru belirlenmesi büyük önem taşır. Bu hususlarda yapılacak bir hata, davanın usulden reddine veya sürecin uzamasına neden olabilir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NE KADAR SÜRER?
Anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürer sorusu, sürecin taraflarca hızlı ve uzlaşı temelli yürütülmesi nedeniyle oldukça kısa bir zaman diliminde sonuçlanabileceğini göstermektedir. Anlaşmalı boşanma davaları, anlaşmalı boşanma şartlarının sağlanması ve usule uygun başvuru yapılması halinde, genellikle tek celsede karara bağlanmaktadır. Ancak sürenin uzunluğu, mahkemenin iş yükü, tarafların hazırlığı ve belgelerin tamlığı gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürer sorunun cevabı olarak ortalama süreler aşağıdaki gibidir:
- Anlaşmalı Boşanma Başvurusu ve Duruşma Tarihinin Belirlenmesi: Dava dilekçesi ve anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte mahkemeye yapılan başvuru sonrasında, mahkeme genellikle bir hafta içinde tensip zaptını düzenler ve duruşma gününü belirleyerek taraflara tebligat yapılır.
- Duruşma ve Boşanma Kararı: Tarafların ilk duruşmaya bizzat katılarak boşanma iradelerini özgürce beyan etmeleri ve boşanma protokolünün hakim tarafından uygun bulunması halinde, mahkeme aynı celsede boşanma kararı verilir.
- Gerekçeli Kararın Yazılması: Boşanma kararının gerekçesi, mahkeme tarafından genellikle 15 ila 20 gün içinde yazılır. Gerekçeli kararın taraflara tebliğ ile istinaf süresi başlar.
- Tebliğ ve İstinaf Süreci: Gerekçeli karar taraflara tebliğ edildikten sonra, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma süresi iki haftadır. Eğer taraflar bu süreyi beklemek istemezse, istinaf haklarından feragat ettiklerine ilişkin bir dilekçeyle mahkemeye başvurarak kararın daha hızlı kesinleşmesini sağlayabilirler.
- Kesinleşme ve Nüfus Kayıtlarının Güncellenmesi: Boşanma kararının kesinleşmesinin ardından, mahkemece düzenlenen kesinleşme şerhli gerekçeli karar, ilgili Nüfus Müdürlüğü’ne gönderilir ve tarafların medeni durumu nüfus kayıtlarına işlenir.
Tüm bu aşamalar dikkate alındığında, anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürer sorusuna genel olarak 1 ila 2 ay arasında yanıt verilebilir. Ancak, bu sürecin etkili ve hızlı bir şekilde yürütülmesi, tarafların hazırlıklı olması ve profesyonel bir hukuk danışmanının desteğiyle daha da kısaltılabilir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DİLEKÇESİ NASIL HAZIRLANIR?
Anlaşmalı boşanma dilekçesi, boşanmak isteyen evli tarafların, evlilik birliğinin sona erdirilmesine ilişkin iradelerini ve üzerinde mutabık kaldıkları hususları mahkemeye yazılı olarak bildirdikleri hukuki bir belgedir. Bu dilekçe, tarafların boşanma talebini resmi mercilere iletmesini sağlar ve boşanma sürecinin başlatılmasına temel oluşturur.
Anlaşmalı boşanma dilekçesi, diğer dava dilekçeleri gibi belirli kurallara uygun şekilde hazırlanmak zorundadır. Bu kurallar, dava dilekçesinde bulunması zorunlu olan unsurları içerir ve bu unsurlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 119. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.
HMK Madde 119 – Dava Dilekçesinin İçeriği
Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar mutlaka bulunmalıdır:
a) Mahkemenin adı: Dilekçe hangi mahkemeye hitaben yazılıyorsa, o mahkemenin tam ve doğru ismi dilekçede yer almalıdır.
b) Tarafların kimlik bilgileri: Davacı ve davalının tam adları, soyadları ve adres bilgileri yazılmalıdır. Bu, tarafların net şekilde belirlenmesi için zorunludur.
c) Davacının T.C. kimlik numarası: Kişisel kimlik bilgileri doğru ve eksiksiz olmalıdır.
ç) Kanuni temsilci veya vekil bilgileri: Eğer tarafların kanuni temsilcisi veya vekili varsa, bunların da adı, soyadı ve adresleri belirtilmelidir.
d) Davanın konusu ve dava değeri: Boşanma davasının konusu ve özellikle malvarlığına ilişkin hususlar varsa, dava konusu mal varlığının değeri dilekçede gösterilmelidir.
e) İddiaların dayanağı olan olaylar: Boşanma talebinin dayandığı vakıalar açık ve sıralı şekilde özetlenmelidir. Örneğin, evlilik birliğinin sona ermesi ve tarafların boşanma konusunda anlaşmaya varmış olmaları.
f) Deliller: Tarafların iddialarını hangi delillerle ispatlayacakları açıkça belirtilmelidir. Örneğin, anlaşmalı boşanma protokolü, tanık beyanları veya diğer belgeler.
g) Hukuki sebepler: Boşanmanın dayandığı hukuki sebepler ve ilgili kanun maddeleri belirtilmelidir. (Türk Medeni Kanunu’nun boşanma ile ilgili hükümleri gibi.)
ğ) Talep sonucu: Mahkemeden istenen açık ve kesin talep yazılmalıdır. Örneğin, “Tarafların karşılıklı anlaşmasıyla boşanma kararı verilmesini, protokolde yer alan hususların onaylanmasını talep ederiz.”
h) İmza: Dilekçeyi hazırlayan ve sunan kişinin (davacı veya vekili) imzası bulunmalıdır.Eğer yukarıdaki unsurlardan (a), (d), (e), (f) ve (g) bentlerinde eksiklik varsa, hakim davacıya eksiklikleri tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksiklikler tamamlanmazsa, dava açılmamış sayılır.
Anlaşmalı boşanma davası dilekçesinde ayrıca, mahkemeden ekli protokolde yer alan şartların kabul edilerek onaylanması talep edilmelidir. Bu talep, hakim tarafından protokolün incelenip uygun bulunması halinde boşanma kararının protokol hükümleri doğrultusunda verilmesini sağlar.
Bu şekilde, mahkeme protokolde belirtilen nafaka, mal paylaşımı, velayet, tazminat gibi hususların taraflarca kabul edildiğini resmi olarak tespit eder ve hükme bağlar. Dolayısıyla, protokolün dilekçeye eklenmemesi veya protokol şartlarının mahkemeden kabulünün talep edilmemesi, boşanma davasının usulüne uygun yürütülmesini engeller ve sürecin uzamasına ya da eksik karar verilmesine yol açabilir.
ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ NASIL OLMALIDIR?
Anlaşmalı boşanma protokolü, eşlerin boşanma sonrasında doğacak hak ve yükümlülüklerini karşılıklı olarak düzenledikleri ve uzlaşıya vardıkları esaslı bir belgedir. Bu protokol, mal paylaşımı, nafaka, velayet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki gibi boşanmanın tüm sonuçlarını kapsayacak şekilde hazırlanmalıdır.
Anlaşmalı boşanma davası nasıl açılır sorusunun en temel yanıtı, sürecin usulüne uygun şekilde hazırlanmış bir boşanma protokolü ile başlatılmasıdır. Bu bağlamda, protokolün bir örneği dava dilekçesiyle birlikte mahkemeye sunulmalı; ıslak imzalı aslı ise en geç duruşma gününe kadar mahkeme dosyasına ibraz edilmelidir.
Anlaşmalı boşanma protokolün geçerliliği için tarafların serbest iradeleriyle hazırlanmış olması ve içeriğinin Türk Medeni Kanunu’na uygun bulunması gerekir. Mahkeme, bu protokolü hem şekil yönünden hem de içerik bakımından denetler; çocukların yüksek yararını ve kamu düzenini ilgilendiren konulara özel hassasiyet gösterir.
Hukuken, boşanma protokolü, ancak boşanma iradesi kesinleştiğinde, yani taraflar evlilik birliğini sona erdirme konusunda anlaşmış olduklarında ve anlaşmalı boşanma davası açılmak üzereyken düzenlenebilir. Boşanma gerçekleşmeden önce bu yönde düzenlenecek bir protokol, hukuki nitelik itibariyle geçersizdir ve bağlayıcılığı yoktur. Zira boşanma süreci, ancak mahkeme kararıyla sonuçlanabilir ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar içermesi nedeniyle özel anlaşmalarla önceden bağlanamaz.
Bu nedenle, evlilik sözleşmeleri ya da evlilik öncesi anlaşmalar yoluyla bir boşanma protokolü hazırlanması ve gelecekteki boşanmanın koşullarının kararlaştırılması hukuken mümkün değildir. Böyle bir düzenleme yapılsa dahi, ileride açılacak boşanma davasında mahkeme tarafından dikkate alınmaz.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Bulunması Gereken Zorunlu Hususlar:
Anlaşmalı boşanma protokolün geçerli olabilmesi için, belirli zorunlu unsurları içermesi ve Türk Medeni Kanunu’na uygun şekilde düzenlenmiş olması gereklidir. Hakim, protokolde yer alan bu temel unsurların varlığını, anlaşmalı boşanma şartlarının gerçekleştiğini ve tarafların iradelerinin serbestliğini denetler.
Aşağıda, anlaşmalı boşanma protokolünde bulunması gereken zorunlu unsurlar sıralanmıştır.
- Başlık ve Taraflara İlişkin Kimlik Bilgileri: Protokolün başında belgenin adı açıkça “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” olarak belirtilmeli; ardından tarafların ad ve soyadları, T.C. kimlik numaraları, adresleri ve mümkünse iletişim bilgileri eksiksiz şekilde yazılmalıdır.
- Boşanma Talebi ve Gerekçesi: Taraflar, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ve ortak hayatı sürdürmelerinin mümkün olmadığına dair iradelerini açıkça ortaya koymalıdır. Örneğin:
“Taraflar arasında yaşanan şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak yaşamın sürdürülemez hâle geldiği hususunda uzlaşılmıştır.” - Çocukların Durumu: Eğer evlilikten müşterek çocuklar doğmuşsa, protokolde, velayetin hangi tarafa verileceği, iştirak nafakası miktarı ve ödeme şekli, diğer ebeveyn ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi hususlarında açık ve uygulanabilir hükümler bulunmalıdır.
- Mal Paylaşımı ve Tazminatlar: Evlilik süresince edinilen malvarlığının nasıl paylaşılacağı ile maddi ve manevi tazminat talepleri protokolde yer almalıdır. Taraflar, tazminat taleplerinden feragat ettiklerini veya taleplerin ne şekilde karşılanacağını açıkça ifade etmelidir.
- Nafaka Düzenlemeleri: Taraflardan birinin diğerinden yoksulluk nafakası talep edip etmediği, talep ediliyorsa nafakanın miktarı, ödeme periyotları ve süresi detaylı şekilde belirtilmelidir. Her iki tarafın da bu konuda beyanı yer almalıdır.
- Borçlar ve Varlıklara İlişkin Düzenlemeler: Evlilik sürecinde oluşmuş olan ortak veya bireysel borçların ve varlıkların hangi tarafça üstlenileceği veya paylaşılacağı hususuna da açıklık getirilmelidir.
- Taşınır ve Taşınmaz Malların Paylaşımı: Varsa, taşınır (ev eşyası, araç vb.) ve gayrimenkul hukuku kapsamında taşınmaz (konut, arsa vb.) malların hangi tarafa ait olacağı, tapu devri ya da teslim şekilleri ile birlikte net şekilde belirtilmelidir.
- İmzalar ve Tarih: Protokolün sonunda, tarafların ad ve soyadları, ıslak imzaları ile birlikte protokol tarihi yer almalıdır. Bu, belgenin geçerliliği ve hukuki bağlayıcılığı açısından zorunludur.
İhtiyari olarak Boşanma Protokolüne Eklenebilen Hususlar:
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların sadece boşanmanın zorunlu sonuçlarını değil, aynı zamanda karşılıklı iradeleriyle kararlaştırdıkları birtakım ihtiyari hususları da içerebilir. Bu tür düzenlemeler, tarafların boşanma sonrası ilişkilerini daha net bir şekilde yapılandırmalarına ve olası uyuşmazlıkların önüne geçmelerine katkı sağlar.
Aşağıda, uygulamada sıklıkla karşılaşılan ve protokole ihtiyari olarak eklenebilecek bazı düzenlemelere yer verilmiştir:
- Boşanan kadının erkeğin soyadını kullanma anlaşması: Boşanan kadının boşandıktan sonra erkeğin soyadını kullanmaya devam etmesi, erkeğin rızasına bağlıdır. Tarafların soyadı ile ilgili anlaşma protokole yazılarak hakim onaylatır. Bu sayede mahkeme kararı haline gelen protokol hükmü nüfus müdürlükleri tarafından aynen uygulanmalıdır.
- Kredi borcunun ödeme anlaşması: Boşanma anlaşması ile taraflar, devam eden bir kredi borcunun ya da ortak taşınmazın ipotek borcunun nasıl ödeneceğini kararlaştırabilirler. Bu, evlilik sırasında alınan kredinin kalan taksitlerini ödemeyi kabul ve taahhüt etmektir. Bu şekilde bir iç üstlenme sözleşmesi “borç üstlenme” anlaşması olarak nitelendirilir.
- Taşınmazı devretme anlaşması: Anlaşmalı boşanmada evlilik sırasında edinilen malların tasfiyesine yönelik anlaşma yapmak mümkündür. Taraflar genellikle gayrimenkullerin birbirlerine veya çocukları üzerine devredilmesine yönelik anlaşmaya varırlar. Söz konusu taşınmazların tapu kaydının mutabakata uygun şekilde yapılmaması halinde tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescili için dava açılabilir. Bu durumda bir gayrimenkul avukatından destek alınması gerekir.
- Miras mallarının paylaşılması: Miras hukuku kapsamında elde edilen mallar, kural olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında yer almaz ve bu nedenle mal rejiminin tasfiyesi sırasında paylaşılmaz. Ancak, taraflar anlaşmalı boşanma protokolünde açıkça bu malların paylaşılacağını kararlaştırırsa, bu düzenleme geçerli olur ve protokol hükümlerine göre paylaşım yapılabilir. Bununla birlikte, miras kalan malların paylaşımı protokole konu edilirse, diğer mirasçılar tarafından muris muvazaası veya vekaletin kötüye kullanılması sebebiyle tapu iptal ve tescil davası açılması mümkündür. Ancak önemle belirtmek gerekir ki boşanma protokolü bir vasiyetname değildir. Sadece mirasçılara intikal etmiş mallar için boşanma protokolünde düzenleme yapılabilir. Bu tür ihtilaflarda, hem miras hukuku hem de boşanma hukuku açısından uzmanlaşmış bir miras avukatından hukuki destek alınması önem arz eder.
- Kira ödeme anlaşması: Çocuk sahibi olan evli çiftler genellikle anlaşmalı boşanma protokollerine çocukların yaşayacağı evin kira ve aidatlarının ne şekilde ödeneceğine dair hükümler dahil ederler. Bu gibi düzenlemeler bağlayıcı sonuç doğurur ve anlaşmalı boşanmaya uymama halinde icra takibi başlatılabilir. Boşanmanın gerçekleşmesi; kira tespit davası, tahliye taahhütnamesi, kira artış oranının belirlenmesi, kira artış oranına itiraz gibi kiracılık haklarını etkilemez ve boşanma sebebiyle kiracının tahliyesi istenemez. Bu durumda bir kira hukuku avukatından destek alınabilir.
- Gizlilik Anlaşması: Taraflar, boşanma süreci ve sonrasına ilişkin kişisel bilgilerin, boşanma sebeplerinin, mali ve özel yaşamlarına dair hususların üçüncü kişilerle paylaşılmaması konusunda mutabakata varabilirler. Bu kapsamda, taraflar birbirlerinin itibarını zedeleyici açıklamalardan kaçınacaklarını ve boşanma protokolüne ilişkin detayları gizli tutacaklarını taahhüt ederler. Bu madde, taraflar arasında özel bir yükümlülük doğurur ve kişisel verilerin ihlali halinde hukuki sorumluluk gündeme gelebilir.
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların serbest iradeleriyle hazırlanmalı ve yine özgür iradeleriyle imzalanmalıdır. Bu belge, yalnızca boşanmanın hızlıca gerçekleşmesini değil, aynı zamanda taraflar arasındaki hukuki ilişkilerin düzenli ve kalıcı biçimde sonlandırılmasını amaçladığından, her iki tarafın da vekil avukatlarının hukuki denetiminden geçirilerek hazırlanması önem arz eder.
Anlaşmalı boşanma protokolü, kanuna uygun, açık ve ölçülü bir şekilde düzenlendiğinde, hakimin sadece şekli uygunluk denetimi yapması yeterli olacak; içerikte kamu düzenine veya çocukların üstün yararına aykırılık bulunmadığı sürece mahkemece onaylanacaktır. Ancak, hatalı veya eksik düzenlenmiş bir anlaşmalı boşanma protokolü, ilerleyen süreçte taraflar arasında hukuki uyuşmazlıklara yol açabileceği gibi, hak kayıplarına da neden olabilir. Bu nedenle, protokolün dikkatle ve özenle hazırlanması, sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından büyük önem taşır.
Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Hakimin Müdahalesi
Anlaşmalı boşanma davasında hakim, tarafların iradeleriyle hazırlamış oldukları protokolü yalnızca şeklen değil, aynı zamanda hukuka ve kamu düzenine uygunluk açısından da denetler. Bu kapsamda hakim, özellikle çocukların yüksek yararı, kamu düzeni ve taraflar arasında açık bir irade uyumu bulunup bulunmadığı yönlerinden protokolü incelemekle yükümlüdür.
1- Hakimin Protokole Müdahale Yetkisi ve Öneri Hakkı
Hakim, protokolde eksik, belirsiz veya uygulanabilirliği şüpheli hususlar tespit etmesi halinde, taraflara düzeltici önerilerde bulunabilir. Tarafların bu önerileri kabul etmesi durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü revize edilerek anlaşmalı boşanma kararı verilebilir. Ancak, bu kabul ve feragat beyanlarının şarta bağlı olması halinde, hukuken geçerli bir anlaşma oluşmayacağından anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Tarafların iradelerinin açık, koşulsuz ve karşılıklı olması esastır.
Kamu düzenini ilgilendiren konular, özellikle tarafların iradesine bırakılmayacak nitelikte olup, bu alanlarda yapılacak protokol düzenlemeleri geçersiz sayılır ve mahkeme tarafından onaylanmaz. Örneğin; hakaret, dolandırıcılık, şiddet gibi durumların varlığı halinde aile içi şiddetin önlenmesine dair tedbir kararları, sadece taraflar arasında anlaşılarak protokol ile kararlaştırılamaz. Bu tür önlemler, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirilen ve doğrudan kamu düzeni ile ilgili konulardır.
2- Hakimin Müdahale Edemeyeceği Alanlar
Her ne kadar hakimin anlaşmalı protokol üzerinde denetim yetkisi bulunsa da, bazı konularda taraf beyanı olmaksızın resen karar verilmesi mümkün değildir. Bu sınırlamalar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Tedbir nafakası: Protokolde yer almaması halinde hakim, resen tedbir nafakasına hükmedemez.
- Kişisel ilişki düzenlemesi: Taraf beyanı alınmaksızın çocuğun diğer ebeveynle kuracağı kişisel ilişkiyi mahkeme doğrudan belirleyemez.
- Faiz hükmü: Protokolde açıkça faiz düzenlemesi yapılmamışsa, hakim ödeme yükümlülüklerine faiz ekleyemez.
- Velayet: Tarafların uzlaşması dışında, hakim velayet konusunu tek taraflı düzenleyemez.
Bu sınırlamalar, anlaşmalı boşanma kurumunun taraf iradelerine dayanan yapısını ve mahkemeye sunulan protokolün bağlayıcılığını göstermektedir.
3- Mahkemenin Usul Yükümlülükleri
Boşanma kararı verilebilmesi için hakim tarafından şu usuli kontrollerin de yapılması zorunludur:
- Protokole konu edilen kayıt ve belgelerin dosyaya sunulmuş ve incelenmiş olması,
- Anlaşmalı boşanma protokolünün uygulanabilir, açık ve kesin hükümler içermesi,
- Anlaşmazlık doğma ihtimali bulunan noktaların taraflara açıklanarak, irade beyanlarının yeniden teyit edilmesi.
Bu çerçevede, hakimin görevi yalnızca denetimle sınırlı olmayıp, tarafların hukuki güvenliğini sağlamaya yönelik bir rehberlik fonksiyonu da içermektedir. Anlaşmalı boşanmanın amacına ulaşabilmesi için, protokolün taraf iradelerini yansıtan, açık, denetlenebilir ve icra edilebilir hükümler içermesi esastır.
ANLAŞMALI BOŞANMA SÜRECİNDE MAL PAYLAŞIMI
Anlaşmalı boşanma sürecinde, mal paylaşımına ilişkin düzenlemeler tarafların karşılıklı iradeleri doğrultusunda serbestçe belirlenebilir. Taraflar, evlilik birliği içinde edinilmiş malvarlıklarının paylaşımına ilişkin usul ve esasları anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde açıkça ifade etmekle yükümlüdür. Bu düzenlemeler, protokolün onaylanmasıyla birlikte mahkeme kararına yansıtılır ve hüküm niteliği kazanır.
Anlaşmalı boşanma sürecinde mal paylaşımına konu edilebilecek malvarlıkları yalnızca taşınır ve taşınmazlardan ibaret değildir. Tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri tüm ekonomik değerler bu kapsama dahil edilebilir. Bu bağlamda, Türkiye’de kurulu şirketlerdeki ortaklık payları, Ticaret Hukuku kapsamında şirket hisseleri gibi ticari varlıklar ile birlikte; iş hukukuna dayalı alacaklar da (örneğin iş akdi feshi durumunda işten çıkarılma tazminatı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti gibi işçilik hakları), gemi adamı hakları, sporcu alacakları vb. mal rejiminin tasfiyesinde dikkate alınabilir.
Bu bağlamda, eşler arasında mal paylaşımı konusunda bir anlaşma sağlanmış ve bu anlaşma mahkemece onaylanarak boşanma kararına dahil edilmişse, aynı malvarlığına ilişkin olarak daha sonra ayrı bir mal rejiminin tasfiyesi davası açılamaz. Zira, hukuken taraflarca çözümlenmiş bir uyuşmazlığın yeniden yargıya taşınması mümkün değildir.
Ancak uygulamada, bazı durumlarda eksik, hatalı veya genel ifadeler içeren protokoller sebebiyle mal paylaşımına ilişkin düzenlemeler açık ve uygulanabilir şekilde yapılmamış olabilir. Bu tür eksiklikler, taraflar arasında hukuki belirsizlik doğurur ve neticesinde ayrıca mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açılması gündeme gelebilir.
Boşanma protokolünde, taraflar arasında taşınmaz malların devrine ilişkin hükümler varsa — örneğin bir taşınmazın diğer eşe devredileceği veya üçüncü bir kişiye bırakılacağına ilişkin kayıtlar — mahkeme bu düzenlemeleri inceleyerek, açık ve uygulanabilir bulması halinde tescil kararını doğrudan hüküm altına almalıdır. Bu tür kararlar, Tapu Sicil Müdürlüğü nezdinde icra edilebilir nitelikte olup, tapu işlemlerinin doğrudan gerçekleştirilmesine olanak tanır.
Sonuç olarak, anlaşmalı boşanma protokolünün dikkatle ve ayrıntılı bir biçimde düzenlenmesi, hem taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünü kolaylaştırmakta hem de sonradan açılabilecek yeni davaların önüne geçmektedir. Bu nedenle mal paylaşımına ilişkin düzenlemelerin açık, net ve mahkemece uygulanabilir şekilde protokolde yer alması büyük önem taşır.
ANLAŞMALI BOŞANMADA NAFAKA VE KADININ HAKLARI
Anlaşmalı boşanma süreci, tarafların evliliğin sona ermesinden doğacak tüm sonuçlar üzerinde uzlaşmalarına dayanan bir yöntemdir. Bu süreçte özellikle kadının sahip olduğu hakları doğru bir şekilde bilmesi ve bu hakları açıkça anlaşma protokolüne dahil etmesi büyük önem taşır. Zira anlaşmalı boşanma kararı, tarafların iradeleri doğrultusunda verildiğinden ve kararın kesinleşmesiyle birlikte hüküm doğurduğundan, sonradan geriye dönük bir şekilde iptali veya yeniden yargılama yoluyla hak arama imkanı büyük ölçüde sınırlıdır.
Bu nedenle kadın, anlaşmalı boşanma protokolünde aşağıda belirtilen haklara ilişkin taleplerini açık, net ve uygulanabilir bir biçimde ifade etmelidir:
- Yoksulluk nafakası talebi,
- Maddi ve manevi tazminat hakları,
- Mal paylaşımına ilişkin alacak ve mülkiyet devri talepleri (örneğin taşınmazların adına tescili ya da ortak taşınmazlar için izaleyi şuyu davası açma hakkı),
- Velayet hakkı ve buna bağlı olarak çocuk bakım giderlerinin karşılanması amacıyla iştirak nafakası,
- Ziynet eşyası alacağı,
- Kişisel eşya alacağı ve benzeri mülkiyet talepleri.
Bu taleplerin her biri, hukuki güvence altına alınmak isteniyorsa, protokolde açıkça yer almalı ve hakim onayı ile mahkeme kararına dönüştürülmelidir.
Sonuç olarak, anlaşmalı boşanma protokolü sadece bir uzlaşma belgesi değil, aynı zamanda boşanmanın hukuki çerçevesini belirleyen ve uygulanabilirliğe sahip bağlayıcı bir metindir. Bu sebeple, özellikle kadınların sahip oldukları haklar konusunda bilinçli hareket etmeleri ve süreci bir hukuk uzmanının rehberliğinde yürütmeleri, ileride telafisi mümkün olmayan hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlayacaktır.
ANLAŞMALI BOŞANMA KARARINA UYULMAMASI HALİNDE NE OLUR?
Anlaşmalı boşanma sürecinde düzenlenen protokol, taraflar arasında ulaşılan uzlaşmanın yazılı ifadesi olup, mahkeme kararıyla birlikte hukuki bağlayıcılık kazanır. Mahkeme, anlaşmalı boşanma protokolünü inceleyerek onaylar ve bu protokoldeki hükümleri gerekçeli kararına aynen geçirir. Böylece protokol, sadece tarafların mutabakatını yansıtan bir belge olmaktan çıkıp, mahkeme kararı niteliği taşıyan ve icra kabiliyeti bulunan bir hükme dönüşür.
Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan nafaka, tazminat, malvarlığı devri, taşınmaz tescili gibi yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, mağdur taraf çeşitli hukuki yollara başvurarak haklarını mahkemeler nezdinde koruma altına alabilir.
Taraflardan birinin anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan yükümlülükleri ihlal etmesi durumunda başvurulabilecek dava türleri şunlardır:
- Tapu İptali ve Tescil Davası: Protokolde yer alan taşınmaz devrine ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde açılır. Taşınmazın devrine ve tesciline ilişkin boşanma kararında hüküm olmaması halinde rayiç bedel üzerinden devir talep edilebilir.
- Alacağın Tespiti Davası: Tarafların borç-alacak ilişkileri net olarak belirlenmemişse, mahkeme yoluyla tespit edilmesi talep edilebilir.
- Tazminat Davası: Protokole aykırılık nedeniyle maddi veya manevi zarara uğrayan taraf, zararının giderilmesi amacıyla bu davayı açabilir.
- Menfi Tespit Davası: Borçlu olmadığını iddia eden tarafın, hakkında başlatılmış bir icra takibinin haksız olduğunu ispat etmek amacıyla açtığı davadır.
- Eda Davası (İfa Davası): Protokolde kararlaştırılan bir edimin (örneğin ödeme, mal devri) yerine getirilmesi amacıyla açılır.
- İcra Takibine İtirazın İptali Davası: Nafaka ya da tazminat alacakları için başlatılan icra takibine haksız itiraz durumunda, bu itirazın iptali talebiyle açılır.
Anlaşmalı boşanma protokolü, taraflar arasında doğrudan icra edilebilir nitelikte mahkeme kararı doğurduğu için, hükümlerin ihlali hâlinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, hem protokolün hazırlanma aşamasında dikkatli olunmalı hem de olası ihlallerde doğru hukuki mekanizmalara başvurularak hak kayıpları önlenmelidir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI AVUKATSIZ AÇILIR MI?
Anlaşmalı boşanma davasının avukatla açılması zorunlu değildir. Ancak, avukatsız dava açmak isteyen tarafların dikkat etmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır:
- Protokolün Doğru ve Eksiksiz Hazırlanması: Avukat desteği olmadan hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolünün, kanunlara uygun, tüm zorunlu unsurları ve tarafların haklarını kapsayacak şekilde eksiksiz ve açık olarak düzenlenmesi gerekir. Aksi takdirde, protokolün mahkemece kabul edilmemesi ya da ileride hukuki sorunlar yaşanması riski vardır.
- Duruşmaya Tarafların Bizzat Katılması: Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların duruşma günü mahkeme huzurunda bulunmaları zorunludur. Bu nedenle, tarafların duruşma günü mahkemede hazır olmaları gerekmektedir.
- Mahkemeye Başvuru ve Evrakların Hazırlanması: Dava dilekçesi, anlaşmalı boşanma protokolü ve diğer gerekli belgelerin doğru şekilde hazırlanıp mahkemeye sunulması tarafların sorumluluğundadır. Evrakların eksiksiz ve usulüne uygun olması sürecin sorunsuz ilerlemesi açısından önem taşır.
- Harç ve Masrafların Ödenmesi: Dava açılırken mahkemeye belirlenen harçların ve masrafların ödenmesi gerekmektedir. Bu konuda da tarafların bilgi sahibi olması ve gerekli ödemeleri yapması gerekir.
- Doğru Mahkemenin Seçilmesi: Yetkili mahkemeye başvurmak hak kayıplarını önlemek açısından kritik önem taşır. Genel yetki kuralına göre, eşlerden birinin ikametgahının bulunduğu yer ya da son altı aydır birlikte oturdukları yerin aile mahkemesi yetkilidir. Ancak tarafların yetki anlaşmasıyla Türkiye genelinde başka bir aile mahkemesi de yetkili kılınabilir.
Avukatsız dava açmak mümkün olmakla birlikte, hukuki bilgi ve deneyim eksikliği nedeniyle sürecin yanlış yönetilme riski bulunur. Bu nedenle, hukuki danışmanlık almak ve süreci bir avukat eşliğinde yürütmek, hak kayıplarını önlemek açısından tavsiye edilir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI ÜCRETİ VE MASRAFLARI NE KADAR?
Anlaşmalı boşanma davası sürecinde, hukuki işlemlerin geçerli biçimde yürütülebilmesi için bazı zorunlu mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu yükümlülükler hem mahkeme harç ve masraflarını hem de avukatlık ücretlerini kapsamaktadır. Sürece ilişkin başlıca mali kalemler aşağıda açıklanmıştır:
- Maktu Harç ve Gider Avansı: Anlaşmalı boşanma davaları, maktu harca tabi olup, dava açılışı sırasında bu harcın ödenmesi zorunludur. Buna ek olarak, yargılamaya ilişkin tebligat, bilirkişi, posta ve diğer işlemler için kullanılmak üzere mahkemeye gider avansı da yatırılır. Bu ödemeler, dava dosyasının işleme alınabilmesi ve duruşma sürecinin yürütülebilmesi için gereklidir.
- Avukata Vekaletname Verilmesi: Tarafların bir avukat aracılığıyla süreci yürütmek istemeleri hâlinde, ilgili avukata noter onaylı bir vekaletname vermeleri gerekmektedir. Avukatlık hizmeti karşılığında ödenecek ücret, taraflar ile avukat arasında yapılacak özel sözleşmeye bağlı olarak belirlenebilir.
- Avukatlık Vekalet Ücreti: 2025 yılı itibarıyla Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre, anlaşmalı boşanma davası için öngörülen asgari avukatlık ücreti 30.000 TL olarak belirlenmiştir. Bu tutar, yalnızca asgari sınırı ifade eder; avukat ile müvekkil arasında kararlaştırılacak ücret bu tutarın üzerinde olabilir.
Unutulmamalıdır ki, anlaşmalı boşanma davasının sağlıklı ve hızlı bir şekilde ilerleyebilmesi için belirlenen tüm harç ve giderlerin zamanında ödenmesi gerekmektedir. Ayrıca, avukatlık ücretleri gibi mali hususlar tarafların durumuna, boşanma prokolünün içeriğine, davanın kapsamına ve yapılan hizmete göre değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, sürece ilişkin kesin maliyetlerin belirlenmesi ve hukuki danışmanlık alınması açısından bir boşanma avukatına başvurulması büyük önem taşır.
YABANCILARIN TÜRKİYE’DE ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI AÇABİLMESİ MÜMKÜN MÜ?
Yabancıların Türkiye’de anlaşmalı boşanma davası açmaları hukuken mümkündür. Ancak bu süreç, hem usul hem de Yabancılar Hukuku bakımından belirli koşullara tabidir. Türk hukukunda anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesinde düzenlenmiş olup; evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, tarafların boşanma ve sonuçları üzerinde mutabık kalmaları, birlikte başvurmaları veya bir tarafın açtığı davayı diğerinin kabul etmesi ve duruşmada bizzat hazır bulunmaları gibi şartların sağlanmasını gerektirir.
Yabancıların boşanma davalarında uygulanacak hukuk ise Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümleri uyarınca belirlenir. MÖHUK m.14’e göre, boşanma ve ayrılık davalarında öncelikle eşlerin müşterek milli hukuku, bu yoksa müşterek mutad mesken hukuku, bu da yoksa Türk hukuku uygulanır. Tarafların açık iradeleriyle Türk hukukunu seçmeleri de mümkündür.
Anlaşmalı boşanma sürecinde, yabancıların Türkiye’de edindiği taşınmazlar da protokole konu edilebilir. Bu bağlamda, yabancı eşlerin Türkiye’de evlilik birliği içinde edinmiş oldukları taşınmazlar, taşınır mallar, şirket hisseleri ve sair malvarlığı değerleri anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında paylaşılabilir. Taraflar, bu malların kime ait olacağını açıkça düzenleyerek, protokole hüküm ekleyebilirler. Bu düzenlemelerin mahkemece uygun bulunması halinde, boşanma kararıyla birlikte hüküm kazanması mümkündür.
Anlaşmalı boşanma sürecinde sunulacak belgelerin (evlenme kayıtları, kimlik belgeleri, adres belgeleri vb.) Türkçeye yeminli tercümeleri ile birlikte sunulması ve noter onayının alınması gerekmektedir. Ayrıca, anlaşmalı boşanma protokolü Türk hukukuna uygun olarak düzenlenmeli ve taraflarca bizzat imzalanmalıdır.
Sonuç olarak, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’de anlaşmalı boşanma yoluna başvurmaları hukuken mümkündür. Ancak tarafların farklı uyruklara sahip olmaları ve mal rejimine ilişkin uluslararası unsurlar içermesi, ikamet iznine ilişkin düzenlemeler nedeniyle hukuki danışmanlık alınması önemlidir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA HUKUKİ DESTEK ALMANIN ÖNEMİ
Anlaşmalı boşanma davasında hukuki destek almak çok önemlidir. Anlaşma protokolünde veya mahkeme aşaması sırasında yapılacak bir hata büyük hak kayıplarına sebep olabilir. Bu sebeple anlaşmalı boşanma sürecinde avukatın önemi oldukça büyük ve çeşitli açılardan değerlidir.
- Hukuki Bilgi ve Deneyim: Avukatlar, hukuki süreçleri ve usuli gereklilikleri iyi bilirler. Anlaşmalı boşanma şartlarını değerlendirip en uygun süreci tercih ederler.
- Dökümantasyon ve Protokol Hazırlığı: Avukatlar, dava için gerekli olan dava dilekçesi, ekleri ve taraflara ait diğer tüm evrakları düzenlerler. Bu, davanın doğru bir şekilde başlaması ve sürümcemede kalmaması için önemlidir.
- Tarafların Hukuki Haklarını Koruma: Avukatlar, nafaka, mal paylaşımı, tazminat, velayet ve çocukla ilgili düzenlemelerin taraf lehine en uygun şekilde yapılmasını sağlar.
- Protokolün Doğru Hazırlanması: Avukatlar, protokolde olması gereken zorunlu hususları ve tarafların haklarını koruyacak düzenlemeleri bilir. Böylece hukuki boşluklar veya hatalar önlenir.
- Hukuki Süreci Hızlandırma: Avukatın rehberliği ile hukuki süreç daha hızlı ilerler. Gerekli evrakların düzenlenmesi, başvurunun yapılması ve duruşma gününün belirlenmesi gibi işlemler avukatın deneyimi sayesinde daha hızlı gerçekleşir.
- Taraflar Arasında Arabuluculuk: Avukat, taraflar arasında uzlaşma sağlamak için arabuluculuk yapar. Bu, anlaşmalı boşanma sürecinin daha kolay ve hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlar.
- Dengeli Bir Anlaşma: Avukat, protokolün taraflar arasında dengeli bir şekilde oluşturulmasını sağlar. Bu, gelecekte ihtilafların azalmasına yardımcı olur.
- Hukuki Risklerin Azaltılması: Avukat, protokolde belirlenen düzenlemelerin olası hukuki risklerini belirler ve bu risklere karşı önlemler alır. Bu, ileride yaşanabilecek sorunların önlenmesine yardımcı olur.
Sonuç olarak, anlaşmalı boşanma davasında avukatın rehberliği, sürecin düzgün ve adil bir şekilde ilerlemesi için kritik önem taşır. Tarafların haklarının korunması ve en iyi sonuca ulaşılması için uzman bir boşanma avukatı rehberliği önemlidir.
Anlaşmalı Boşanma Avukatından Destek Almak İçin:
✅ Anlaşmalı Boşanma Avukatı: | C&B Hukuk Bürosu |
✅ Telefon ve Whatsapp : | +90 212 706 24 64 – +90 555 627 79 44 |
✅ Adres: | Esentepe Mah. Keskin Kalem Sok. Arya Plaza No: 17/4 34381 Şişli/İstanbul |
✅ E-Mail: | info@cbhukuk.com |
YASAL UYARI: Web sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Orbay Çokgör’e aittir ve tüm makaleler elektronik imzalı zaman damgalı olarak hak sahipliğinin tescil edilmesi amacıyla yayınlanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin, kaynak link vermeden kopyalanarak veya özetlenerek başka web sitelerinde yayınlanması durumunda, hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.